Hayat ve insan iyinin ve kötünün, aydınlık ve karanlığın bir sentezinden oluşuyor. Bu kitaptaki yazılar, günümüz insanının travmatik olarak nitelendirdiği ya da hayatta karşılaştığı zorluklar olarak gördüğü meseleleri ele alış biçimlerine; varoluşçu, psikodinamik -ve bazı durumlar için kişisel- perspektiften yakından bakma çabasının ürünüdür. Benzer ilişkisel döngülerden çıkamayışlar, varoluşun yüküyle ve yoksunlukla mücadele, kaygı içinde kıvranma ve kayıplar, yas tutup veda edebilme gibi çok temel konu başlıklarından hareketle, yaşamın içinde bocalayışları anlamak
Tükendi
Gelince Haber VerHayat ve insan iyinin ve kötünün, aydınlık ve karanlığın bir sentezinden oluşuyor. Bu kitaptaki yazılar, günümüz insanının travmatik olarak nitelendirdiği ya da hayatta karşılaştığı zorluklar olarak gördüğü meseleleri ele alış biçimlerine; varoluşçu, psikodinamik -ve bazı durumlar için kişisel- perspektiften yakından bakma çabasının ürünüdür. Benzer ilişkisel döngülerden çıkamayışlar, varoluşun yüküyle ve yoksunlukla mücadele, kaygı içinde kıvranma ve kayıplar, yas tutup veda edebilme gibi çok temel konu başlıklarından hareketle, yaşamın içinde bocalayışları anlamak ve çocuklukta olup bitenleri de düşünerek travmatik olana eğilebilmek, hayatı daha yaşanabilir kılmaya giden yollardan biridir. İnsanın böyle izole bir çağda ötekiyle gerçekten karşılaşabilmesi ve yakınlığı inşa edebilmesi için kendi kabuğunu kırmaya ve bunu yaparken de yara bere içinde kalmadan, yara bere içinde bırakmadan yola devam edebilmeye ihtiyacı var. Ancak bu hiç de söylendiği gibi kolay değil. Belki bu sebeple en başta iyisiyle kötüsüyle kendimizi görmeye cesaret etmeliyiz. Kendini ve ötekini görebilen gözler içinse, gözümüzün önündeki ‘çocuksu’ karalamalarımızı fark etmeliyiz.
“Kişi nasıl yaşaması gerektiğini öğrenmeli. Her gün üzerinde çalışıyorum. En büyük engelim, kim olduğumu bilememem. Kör gibi el yordamıyla arıyorum. Eğer biri beni olduğum gibi severse sonunda kendime bakmaya cesaret edebilirim. Bu olasılık benim için oldukça uzak.”