Bir Rüyayı Hatırlar Gibi: Savaştan Önce Suriye, bugün artık kaybolup gitmiş ve darmadağın olmuş bir derinliğin izlerini sürüyor.
2011’den önce Suriye’de hayat nasıldı? Tarihî ve kültürel miras ne durumdaydı? Suriye’nin uzak ve yakın tarihinin dönüm noktaları nelerdi? Ülkenin iç dinamikleri nasıl şekillenmişti? Din adamları ile siyasetin ilişkisi hangi seviyedeydi? Suriye toplumunun çok çeşitli katmanları arasında nasıl bir irtibat vardı?
Bir Rüyayı Hatırlar Gibi: Savaştan Önce Suriye, işte bu ve benzeri sorular çerçevesinde, en uzun kara sınırını paylaştığımız g&uum
Tükendi
Gelince Haber VerBir Rüyayı Hatırlar Gibi: Savaştan Önce Suriye, bugün artık kaybolup gitmiş ve darmadağın olmuş bir derinliğin izlerini sürüyor.
2011’den önce Suriye’de hayat nasıldı? Tarihî ve kültürel miras ne durumdaydı? Suriye’nin uzak ve yakın tarihinin dönüm noktaları nelerdi? Ülkenin iç dinamikleri nasıl şekillenmişti? Din adamları ile siyasetin ilişkisi hangi seviyedeydi? Suriye toplumunun çok çeşitli katmanları arasında nasıl bir irtibat vardı?
Bir Rüyayı Hatırlar Gibi: Savaştan Önce Suriye, işte bu ve benzeri sorular çerçevesinde, en uzun kara sınırını paylaştığımız güney komşumuzun ayrıntılı ve çok boyutlu bir haritasını çizmeyi deniyor. Hem Suriye’yi yakından tanıma hem de Suriye topraklarında yaşayan insanların zaman içinde sürüklendiği farklı serüvenleri kavrama adına. Ve elbette, tüm bunların sınırın bu yakasıyla bağlantılarını da kurarak…
Taha Kılınç, kitabı neden kaleme aldığını ve yazmakla neyi amaçladığını şöyle anlatıyor:
"…Tasvir etmeye çalıştığım manzaranın, bizim şahit olduklarımızı ancak kitaplardan okuyacak olan gelecek nesillere, kendi tarihlerini yazarken ışık tutacağını ve yol göstereceğini ümit ediyorum.
Biz kendi dönemimizde sadece ‘şahitlik’ yapmakla yetinmek durumunda kaldık. Belki onlar, bizim tecrübelerimizden de çıkaracakları derslerle, kendi dönemlerinde belli hataların tekrarlanmaması için gerekli tedbirleri almayı başarırlar.
Tarihi okumaktan ve yazmaktan murat, zaten başka nedir ki?"