“Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe”, yalnızca XX. yüzyılın değil, felsefe tarihinin en önemli “fenomen”lerinden biri olarak fenomenolojinin kurucusu Husserl’in temel metinlerinden biri.
Yüzyıl başında, felsefenin içinde bulunduğu kısırlık ve yarı-çıkmaz ortamında, Husserl, ilk kez bu yazısında “fenomenoloji” yaklaşımını ortaya atmış, Heidegger’den Sartre’a, çağımızın bellibaşlı büyük düşünürlerine yeni ufuklar açmıştır.
Toplum bilimlerinin gelişmesine koşut olarak, tarihselci yaklaşımının ve pragmatizmin gölgesinde yerini arayan –hatta ara(ya)mayan– felsefeyle yüzyılımızın buluşmasın
Tükendi
Gelince Haber Ver“Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe”, yalnızca XX. yüzyılın değil, felsefe tarihinin en önemli “fenomen”lerinden biri olarak fenomenolojinin kurucusu Husserl’in temel metinlerinden biri.
Yüzyıl başında, felsefenin içinde bulunduğu kısırlık ve yarı-çıkmaz ortamında, Husserl, ilk kez bu yazısında “fenomenoloji” yaklaşımını ortaya atmış, Heidegger’den Sartre’a, çağımızın bellibaşlı büyük düşünürlerine yeni ufuklar açmıştır.
Toplum bilimlerinin gelişmesine koşut olarak, tarihselci yaklaşımının ve pragmatizmin gölgesinde yerini arayan –hatta ara(ya)mayan– felsefeyle yüzyılımızın buluşmasını simgeleyen bir ana kaynak, bir “belge”…