*Bradbury’nin öyküleri ve romanları, edebiyatımızın en nadide parçalarından. Ona sahip olduğumuz için şanslıyız.*
- Kim Stanley Robinson
*Bradbury’nin öyküleri öylesine içinize işliyor ki bir daha unutamıyorsunuz.*
- Margaret Atwood
Ulusal Kitap Ödülü
Pulitzer Onur Ödülü
Ulusal Sanat Madalyası
*Biz Dünyalılar, Büyük ve Güzel Şeyleri Yıkmak Konusunda Hünerliyizdir."
Ray Bradbury sadece bilimkurgunun değil fantastik edebiyatın ve korkunun da yirminci yüzyıldaki ustalarından biri. Bilimkurgunun *iyi edebiyat* da olabileceğini kanıtlayan belki de ilk yazar. 1950’de yayımlanan Mars Yıllıkları ise insana dair yazılmış en naif ve en karanlık eser
Tükendi
Gelince Haber Ver“Bradbury’nin öyküleri ve romanları, edebiyatımızın en nadide parçalarından. Ona sahip olduğumuz için şanslıyız.”
- Kim Stanley Robinson
“Bradbury’nin öyküleri öylesine içinize işliyor ki bir daha unutamıyorsunuz.”
- Margaret Atwood
Ulusal Kitap Ödülü
Pulitzer Onur Ödülü
Ulusal Sanat Madalyası
“Biz Dünyalılar, Büyük ve Güzel Şeyleri Yıkmak Konusunda Hünerliyizdir."
Ray Bradbury sadece bilimkurgunun değil fantastik edebiyatın ve korkunun da yirminci yüzyıldaki ustalarından biri. Bilimkurgunun “iyi edebiyat” da olabileceğini kanıtlayan belki de ilk yazar. 1950’de yayımlanan Mars Yıllıkları ise insana dair yazılmış en naif ve en karanlık eserlerden biri.
İnsanlık atom savaşlarının gölgesindeki, sorunlarla boğuşan Dünya’yı terk etmek için Mars’ta koloni kurmaya karar verir. İlk roketler umut dolu kızıl gezegene iniş yaptıklarında yolcular hiç beklemedikleri sorunlarla karşı karşıya kalır. Mars’ta yalnız değillerdir.
Marslılar şekil değiştiren, zihin okuyan, belirli bir gelişmişlik seviyesine erişmiş canlılardır ve gezegene gelen bu istenmeyen ziyaretçiler için orada yeni bir hayat kurmak hiç kolay olmayacaktır. Bradbury’nin yer yer ürkütücü yer yer dramatik anlatımı da burada sahne alır. Irkçılık ve hümanizm gibi fikirler Mars’ta kendine yer bulur. Yazar, adeta tarihle ve insanlıkla yüzleşir.
Bilimkurgu edebiyatının en önemli eserlerinden Mars Yıllıkları, okura insanlığın nihai düşmandan nereye giderse gitsin kurtulamayacağını sert ve vurucu bir biçimde anlatıyor: Kendisinden.
Jorge Luis Borges’in önsözüyle