Kadim Sangarios Nehri’nin (günümüz Sakarya Nehri) asırlarca ve sabırla aşındıra aşındıra oluşturduğu vadinin, güneybatı yamaçlarında kurulu Söğüt’te olağandışı bir gün yaşanmaktadır… Miladi 1258 yılının kış mevsimi, diye rivayet edilir…
Hanımı Halime Hatun doğum sancıları çekmekte; çadırında deneyimli yaşlı kadınlar ile birlikte, dünyaya merhaba diyecek bebeği beklemektedirler…
Nihayet zamanı gelir; bebeğin ağlama sesleri duyulmaktadır… Çadırdaki kadınlardan en yaşlısı, temizlenmiş ve kundağa sarılı bebeği, dışarıda bekleyen babasına, Ertuğrul Gazi’ye getirdi…
Gururla a
Tükendi
Gelince Haber VerKadim Sangarios Nehri’nin (günümüz Sakarya Nehri) asırlarca ve sabırla aşındıra aşındıra oluşturduğu vadinin, güneybatı yamaçlarında kurulu Söğüt’te olağandışı bir gün yaşanmaktadır… Miladi 1258 yılının kış mevsimi, diye rivayet edilir…
Hanımı Halime Hatun doğum sancıları çekmekte; çadırında deneyimli yaşlı kadınlar ile birlikte, dünyaya merhaba diyecek bebeği beklemektedirler…
Nihayet zamanı gelir; bebeğin ağlama sesleri duyulmaktadır… Çadırdaki kadınlardan en yaşlısı, temizlenmiş ve kundağa sarılı bebeği, dışarıda bekleyen babasına, Ertuğrul Gazi’ye getirdi…
Gururla aldı oğlunu kucağına; “Hoş geldin Osman, ‘Kara’ Osman” dedi ve elleriyle gökyüzüne doğru kaldırdı…
Ertuğrul Gazi’nin “Kara Osman”ı 40’lı yaşlarında Osmanlı Beyliğini kurarken, muazzam bir imparatorluğun temellerini atış olduğunun -kim bilir- acaba farkında mıydı?
Elinizdeki bu 3 ciltlik kitap, 623 yıllık Osmanlı İmparatorluğu’nun 1603 ile 1703 yılları arasında geçen bir asrını, 17. Yüzyılını armağan ediyor. Özellikle dönemin yerli yabancı vakanüvisleri, gezginleri, elçileri tarafından kaleme alınan belge, kayıt ve eserlerinin başat olduğu, birebir alıntılarla zenginleştirilmiş, biraz eleştirel, ama aslında sıra dışı bir ansiklopedi…
Kösem Sultan’dan IV. Murad’a, Deli İbrahim’den Cinci Hoca’ya, Hatice Turan Sultan’dan Avcı Mehmed’e, Edirne Şenliklerinden Büyük İstanbul Yangınına, II. Viyana Kuşatmasından Jan Sobieski’ye, Felaket Yıllarından Karlıofça’ya kadar uzanan bu kahırlı yolculuk boyunca yaşanan, saymakla bitiremeyeceğimiz yüzlerce olay, kolay anlaşılır, akıcı bir dille ve adeta bir roman tadında okurlarla buluşuyor.
Kısacası 5 yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu eser belli ki, “Tarihi Sevdiren Hoca” diye bilinen Ahmed Refik Altınay’ın izinden yürüyenler için kaleme alınmış. Yazar da aynı biçimde, okuyanları tarihi hem öğrenmeye hem de sevmeye kışkırtıyor.