17. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılın başında yaşamış olan İbrahim Tırsî, Hevâyî üslubunu benimseyerek klasik şiirin parodisini yapan, gündelik hayatı gerçekçi, komik ve alaycı bir üslupla işleyen bir şairdir. Ne var ki Dîvân’ının hezel vadisinde şiirlerle dolu olması, onu zaman zaman eleştirilerin hedefi haline gelmiştir. Bu eleştiriler edebî kimliğiyle de sınırlı kalmamış, şahsına yönelik çeşitli ithamlara da maruz kalmıştır. Mehmed Hâsib’in kaleme aldığı Muhâvere-i Mükârî der-hakk-ı Tırsî adlı mensur eser, işte bu eleştirilere karşı Tırsî’yi savunmak amacıyla yazılm
Tükendi
Gelince Haber Ver17. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılın başında yaşamış olan İbrahim Tırsî, Hevâyî üslubunu benimseyerek klasik şiirin parodisini yapan, gündelik hayatı gerçekçi, komik ve alaycı bir üslupla işleyen bir şairdir. Ne var ki Dîvân’ının hezel vadisinde şiirlerle dolu olması, onu zaman zaman eleştirilerin hedefi haline gelmiştir. Bu eleştiriler edebî kimliğiyle de sınırlı kalmamış, şahsına yönelik çeşitli ithamlara da maruz kalmıştır. Mehmed Hâsib’in kaleme aldığı Muhâvere-i Mükârî der-hakk-ı Tırsî adlı mensur eser, işte bu eleştirilere karşı Tırsî’yi savunmak amacıyla yazılmış bir müdafaanamedir. Eser, müellif Mehmed Hâsib ile Tırsî münekkitlerinden Mükârî’nin tartışması üzerine kuruludur. Mükârî, Tırsî’nin ne kadar vasıfsız, Mehmed Hâsib de onun ne kadar iyi eğitimli ve ehil biri olduğunu kanıtlamaya çalışır. Tartışma bir sonuca varamayınca Mehmed Hâsib, kendisi hakkında daha fazla bilgi almak için Tırsî ile görüşür. Böylece Tırsî’nin dilinden kendi hayat hikâyesini, aldığı eğitimleri, edebî çevresini, devlet görevlileri içinde tanıdığı bazı kişilerle olan münasebetlerini öğrenmiş oluruz. Bahsi geçen üç kişinin de konuşmasının odak noktası Tırsî olduğundan, eserde Tırsî’ye dair başka kaynaklarda rastlanmayan zengin ve ilgi çekici bilgiler bulunur. Muhâvere, yazılış gayesi bütünüyle savunma olan müstakil bir eser ve aynı zamanda kendi döneminde eleştirilere maruz kalmış bir şairin daha hayattayken yapılan müdafaası olması hasebiyle Osmanlı edebiyatı tarihi için hiç kuşkusuz dikkat çekici bir örnektir.