Savaş meydanlarına; yüzyıllar belki de binyıllar boyunca, tarafların heyetleri gi-dip gelmişlerdir.
Özellikle de bizim heyetlerimiz… Hatırât deyip geçeriz fakat hem elimizde az vardır bulunmaz, bulunanları bulmazdan, biline-ni bilmezden, işitileni duymazdan, baktı-ğımızı görmezden geliriz.
Bizim heyetlerimiz cephelere mühimmat kadar, silah kadar gerekli belki de daha fazla gerekli olan dünyanın hiçbir lügatin-de olmayıp bizde var olan "gönülleri" ta-şımışlar, oralardan gerilere "gönülleri" getirmişlerdir.
Bu hatırât dönemin Kilis Müftüsü olan Üryânîzâde Ali Vâhid E
Tükendi
Gelince Haber VerSavaş meydanlarına; yüzyıllar belki de binyıllar boyunca, tarafların heyetleri gi-dip gelmişlerdir.
Özellikle de bizim heyetlerimiz… Hatırât deyip geçeriz fakat hem elimizde az vardır bulunmaz, bulunanları bulmazdan, biline-ni bilmezden, işitileni duymazdan, baktı-ğımızı görmezden geliriz.
Bizim heyetlerimiz cephelere mühimmat kadar, silah kadar gerekli belki de daha fazla gerekli olan dünyanın hiçbir lügatin-de olmayıp bizde var olan "gönülleri" ta-şımışlar, oralardan gerilere "gönülleri" getirmişlerdir.
Bu hatırât dönemin Kilis Müftüsü olan Üryânîzâde Ali Vâhid Efendinin ev sa-hipliğinde Osmanlı İmparatorluğu bünye-sinde bulunan Arapça konuşan topluluk-lardan gelmiş olan ilim adamlarının Ça-nakkale Cephesine yaptıkları seyahati ak-tarmaktadır. Bu seyahat bir hafta sürmüş, hemen akabinde kitaplaşarak neşredilmiş-tir.
Hatırat, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı Osmanlıca Kitaplar Ko-leksiyonu envanterinde kayıtlı olup oriji-nal nüshadır. Kitapta asıl nüshaya da yer verilmiştir. Ayrıca metnin içinde bahsi geçen Beyrut Müftüsü Mustafa Neca Efendinin Anafartalar Grubunda yapmış olduğu ve Sebilü`r-Reşâd Mecmuâsında yayınlandığı bahsedilen konuşmanın tam metni de kitaba ilave edilmiştir.
Hatıratın bir başka önemli olan tarafı ise, Gâzi Mustafa Kemal ATATÜRK` ten bah-seden en eski kaynak olarak temayüz et-mesidir.