Bu kitapta Osmanlı’nın çok milletli, çok dilli ve kültürlü toplumundan, topluma yeni ve çağdaş bir yaşam biçimi kazandırma çabalarının yoğunlaştığı 1933 yılından söz edilmektedir. 1933 yılının Cumhuriyet tarihi içinde özel bir yeri var. O yıl Cumhuriyet’in onuncu yılı kutlanmakta, on yılın hesabı özellikle devrimler açısından ortaya dökülmektedir. Bugün konuştuğumuz modern Türkçenin temelleri o yıl atılmıştı. İstanbul Darülfünunu’nun 1933 yılında kapatılarak, İstanbul Üniversitesi’ne dönüştürülmesi Türk bilim kültürü açısından büyük önem taşır.
Almanya’da Hitler 1933 yılında iktidara gelmiş ve Nazi ideolojisine uygun politikalarını hemen uygulamaya koymuştu. Bu olay İkinci Dünya Savaşı’na giden yolun ve özellikle Avrupa’da v
Tükendi
Gelince Haber VerBu kitapta Osmanlı’nın çok milletli, çok dilli ve kültürlü toplumundan, topluma yeni ve çağdaş bir yaşam biçimi kazandırma çabalarının yoğunlaştığı 1933 yılından söz edilmektedir. 1933 yılının Cumhuriyet tarihi içinde özel bir yeri var. O yıl Cumhuriyet’in onuncu yılı kutlanmakta, on yılın hesabı özellikle devrimler açısından ortaya dökülmektedir. Bugün konuştuğumuz modern Türkçenin temelleri o yıl atılmıştı. İstanbul Darülfünunu’nun 1933 yılında kapatılarak, İstanbul Üniversitesi’ne dönüştürülmesi Türk bilim kültürü açısından büyük önem taşır.
Almanya’da Hitler 1933 yılında iktidara gelmiş ve Nazi ideolojisine uygun politikalarını hemen uygulamaya koymuştu. Bu olay İkinci Dünya Savaşı’na giden yolun ve özellikle Avrupa’da ve dünyada büyük bir yıkımın başlangıcı olmuştu. 1933 yılında uygulanmakta olan liberal ekonomi politikaları terk edilmiş, dünya ekonomik krizinin de etkisiyle devletçiliğe yönelinmişti. Sınırlı bütçe ve kıt ekonomik koşullara karşın, özellikle demiryolu ulaşımı ve sanayi üretimi konusunda başlamış olan atılımlar sürmekteydi. Türkiye’nin tarım politikalarının önemli bir parçası ve bugünkü Ankara Üniversitesi’nin temeli olan Ziraat Enstitüsü ve sanayileşmenin öncüsü Sümerbank bu yıl kurulmuş, devletin kültür politikalarının bir parçası olarak Batı müziği eğitimi vermeyi amaçlayan Ankara Konservatuvarı da bu yıl öğretime başlamıştı.
Bu kitap yoluyla bir şeyler öğretmek gibi bir amacım yok, yapmak istediğim olsa olsa bazı hatırlatmalardır. Bunlar üzerinde düşünmek ya da akıl yürütmek mi? O da okuyucuya kalmış. En iyisi bu kitabı ‘o özel’ yılı anlatan bir resimli roman gibi okuyun. O günün Türkiyesi’nin sokaklarında dolaşır gibi.