Bazen; kelimeler bir kıymık gibi saplanıp kalır aklımıza. Gövdemizi tutuştururlar, turuncu vakitlerde kara deliklere dönüşürler. Göçebe bir hayata tamah edip onlara açtığımız haneleri terk ederler, karanfil kokulu kentleri dirilerinden soyup boşluklarımızda biriktirirler. Her gün biraz daha çoğalırlar. Çoğalırlar…
Biz azalırız. Her kelime bir ucumuzdan tutup çeker kendine. Parçalanırız. Her parçamızda, biraz var olmak, bizi bir bütün yapar zannederiz. Aslında fakındayız, dağılıyoruz. Gittikçe dağılıyoruz.Bu farkındalık harekete geçirir bizi.
Bazen; kahramanlarından biriyle ara ara konuştuğumuz bir roman, ba
Tükendi
Gelince Haber VerBazen; kelimeler bir kıymık gibi saplanıp kalır aklımıza. Gövdemizi tutuştururlar, turuncu vakitlerde kara deliklere dönüşürler. Göçebe bir hayata tamah edip onlara açtığımız haneleri terk ederler, karanfil kokulu kentleri dirilerinden soyup boşluklarımızda biriktirirler. Her gün biraz daha çoğalırlar. Çoğalırlar…
Biz azalırız. Her kelime bir ucumuzdan tutup çeker kendine. Parçalanırız. Her parçamızda, biraz var olmak, bizi bir bütün yapar zannederiz. Aslında fakındayız, dağılıyoruz. Gittikçe dağılıyoruz.Bu farkındalık harekete geçirir bizi.
Bazen; kahramanlarından biriyle ara ara konuştuğumuz bir roman, bazen karaladığımız iki mısra, bazen rasgeldiğimiz bir öykü, bazen bir resim, bazen heykel, bazen başucumuzdan astığımız bir fotoğraf.
Bazense mektup…
Hepsi birer toparlanma hamlesidir. Hepsi bizden bir parça…
Bir kuşluk vakti toparlanmak için en güzel vakittir. Uçuverir kelimeler, renkler, adlar, mekanlar… Nağmeler yayılır çizgilerimize, gök küsüsünü bozar bizimle. Marifetli bir bahçıvan oluveririz…