Deyim, oluştuğu sözcüklerin anlamının dışında bir anlam taşıyan, klişe haline gelmiş bir sözdür. Diğer bir deyişle, deyim, teker teker anlamlarını bildiğimiz halde bu sözcükleri oluşturduğu kümelerinin bir araya geldiğinde bambaşka bir anlam ifade eden bir sözdür. Bazen bu deyimlerin anlamlarını kolayca tahmin edebiliriz, fakat çoğu zaman bunların ne anlama geldiklerini bir türlü anlayamayız. Örneğin *by the way* deyimindeki sözcüklerin anlamlarını bilmemize karşın, bu deyimin *aklıma gelmişken* ya da *sırası gelmişken* anlamına geldiğini kolayca kestiremeyiz. Yine *be under the weather* deyiminin sağlık bakımından *kendini iyi hissetmemek* ya da ruhsal açıdan *keyfi yerinde olmamak* anlamlarına geldiğini kolayca anlayamayız.
İngil
Tükendi
Gelince Haber VerDeyim, oluştuğu sözcüklerin anlamının dışında bir anlam taşıyan, klişe haline gelmiş bir sözdür. Diğer bir deyişle, deyim, teker teker anlamlarını bildiğimiz halde bu sözcükleri oluşturduğu kümelerinin bir araya geldiğinde bambaşka bir anlam ifade eden bir sözdür. Bazen bu deyimlerin anlamlarını kolayca tahmin edebiliriz, fakat çoğu zaman bunların ne anlama geldiklerini bir türlü anlayamayız. Örneğin *by the way* deyimindeki sözcüklerin anlamlarını bilmemize karşın, bu deyimin *aklıma gelmişken* ya da *sırası gelmişken* anlamına geldiğini kolayca kestiremeyiz. Yine *be under the weather* deyiminin sağlık bakımından *kendini iyi hissetmemek* ya da ruhsal açıdan *keyfi yerinde olmamak* anlamlarına geldiğini kolayca anlayamayız.
İngilizcede deyimler (idioms) değişik yapılarda görülür :
1. verb + noun : fiil + isim sweat blood : çok emek sarfetmek; alın teri dökmek
My son sweated blood to become a medical doctor.
Oğlum tıp doktoru olmak için çok emek sarfetti.
2. verb + adjective : fiil + sıfat feel blue : üzgün görünmek; sıkıntılı görünmek
My father is feeling blue these days.
Babam bu günlerde üzüntülü görünüyor.
3. verb + adverb : fiil + zarf do well : başarılı olmak; başarılı olarak gelişmek
The business is doing well.
İş başarılı olarak gelişiyor.
4. prepositional phrases : ilgeç içeren deyimler
in favour of : lehine; lehinde
The admiral seemed to be in favour of the plan.
Amiral planın lehinde görünüyordu.
5. colloquial expressions / cliches : günlük dilde kullanılan ifadeler, klişeler hit the sack : yatmak
My father hit the sack early last night because he was very tired.
Çok yorgun olduğu için babam dün gece erken yattı.