Mine G. Kırıkkanat, *Adı Öküzden Sonra Genel* kitabında, tarih boyunca kadına olan bakışı farklı coğrafyalardan, farklı dinlerden ve farklı düşünürlerden seçkilerle ele alıyor.
Felsefe tarihinin ünlü düşünürlerinden olup da adeta bir *kadın düşmanı* olan Arthur Schopenhauer’dan, onun örnek aldığı Romantik dönemin ünlü şairi Lord Byron’a; devrimlerin fikir babalarından olmasına karşın *erkek toplumu* hayali kuran Jean Jacques Rousseau’ya kadar onlarca dehanın kadına bakışının temeline iniyor.
Kırıkkanat’ın baktığı tüm pencerelerden ise, aynı manzara görünüyor:
*Kadının yolunu kesen erkek egemenliği*...
Adı Öküzden Sonra Gelen; kadınının, tarih boyunca toplumsal yaşamdan uzak tutulmasına adeta bir kanıt ve başkaldır
Tükendi
Gelince Haber VerMine G. Kırıkkanat, *Adı Öküzden Sonra Genel* kitabında, tarih boyunca kadına olan bakışı farklı coğrafyalardan, farklı dinlerden ve farklı düşünürlerden seçkilerle ele alıyor.
Felsefe tarihinin ünlü düşünürlerinden olup da adeta bir *kadın düşmanı* olan Arthur Schopenhauer’dan, onun örnek aldığı Romantik dönemin ünlü şairi Lord Byron’a; devrimlerin fikir babalarından olmasına karşın *erkek toplumu* hayali kuran Jean Jacques Rousseau’ya kadar onlarca dehanın kadına bakışının temeline iniyor.
Kırıkkanat’ın baktığı tüm pencerelerden ise, aynı manzara görünüyor:
*Kadının yolunu kesen erkek egemenliği*...
Adı Öküzden Sonra Gelen; kadınının, tarih boyunca toplumsal yaşamdan uzak tutulmasına adeta bir kanıt ve başkaldırı niteliğinde...
Kırıkkanat; kadının, kaba gücüyle olmasa da, *zekâsıyla* her geçen gün bu egemenliği erkeğin tekelinden alışını ustaca anlatıyor...