İyi veya kötü davranışları ifade eden ahlak; insanın fıtratında var olan ve inandığı değerlerle şekillenen bir erdemdir. Ahlak kalpte, düşüncede, söz ve işlerde ortaya çıkar. İslam inancının esasları incelendiğinde, ahlakın temel bir unsur olduğu görülür ve insan hayatı ile ilgili tüm konular, İslam hukuk esasları ve terbiye metodu bu esaslar üzerine bina edilir. İslam ahlakının; nezahet, arınma, emanet, doğruluk, adalet, şefkat, merhamet, iyilik, ahde vefa ile söz ve hareketlerin niyete uygun olmasına dair olduğu görülür. Bu ahlakın temel gayesi zulümden, azgınlıktan, hile ve aldatmadan, sahip olmadığı malı haksız yere yemekten
Tükendi
Gelince Haber Verİyi veya kötü davranışları ifade eden ahlak; insanın fıtratında var olan ve inandığı değerlerle şekillenen bir erdemdir. Ahlak kalpte, düşüncede, söz ve işlerde ortaya çıkar. İslam inancının esasları incelendiğinde, ahlakın temel bir unsur olduğu görülür ve insan hayatı ile ilgili tüm konular, İslam hukuk esasları ve terbiye metodu bu esaslar üzerine bina edilir. İslam ahlakının; nezahet, arınma, emanet, doğruluk, adalet, şefkat, merhamet, iyilik, ahde vefa ile söz ve hareketlerin niyete uygun olmasına dair olduğu görülür. Bu ahlakın temel gayesi zulümden, azgınlıktan, hile ve aldatmadan, sahip olmadığı malı haksız yere yemekten, insanların ırz, can ve mahremiyetlerine tecavüzden vazgeçirmeye çalışmaktır. Her ne olursa olsun, İslam ahlakı fuhşun her çeşidini önlemeyi esas alır. Fert, toplum ve devlet ilişkileri hep bu ahlak ilkesi üzerine kurulur. AHLAKI KUŞANMAK 14 İslam ahlakı, insanlar ve toplum tarafından ortaya konulmamış ve yeryüzünün değerlerinden de doğmamıştır. Geçmiş kavimlerin tecrübe, örf ve menfaat değerlerine de ait değildir. O, göklerin ve yerin sahibi olan Allah’ın koyduğu sarsılmaz kurallardır. İslam’ın ahlak sistemi yeryüzünün hiçbir değeriyle sınırlı değildir; insanlığın gücünün yetebileceği en son noktaya kadar ulaşır ve Allah’a dayanır. İşte o ahlak, bütün güzelliği, ahengi, üstünlüğü, doğru ve değişmez oluşuyla Hz. Muhammed’de (s.a.v.) tecessüm etmiştir. Bu hakikat Allah’ın kitabında şöyle beyan edilir: “Muhakkak ki sen büyük bir ahlak üzerindesin.” (Kalem Sûresi: 4) Peygamber Efendimiz de kendisinin gönderiliş gayesini şöyle açıklar: “Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta’, Hüsnü’l-Huluk, 8) Zaten gönderilen tüm peygamberlerin ortak daveti de İslam inancıyla birlikte İslam ahlakını tesis etmektir. İslam’ın tavsiye, buyruk ve temel rükûnları ile ahlak arasında kopmaz bir bağ vardır. İbadetler, insanı arzu edilen kemale ulaştırmak ve onun değerini yükseltmek için sadece birer araçtır. Güçlü bir iman mutlak olarak güçlü ahlakı gerektirir. Ahlaksızlık, imanın zayıf veya zaaf içinde olduğunu ya da tamamen yokluğunu ortaya koyar. İslam, kötü ahlakı yermiş ve ondan sakındırmış, güzel ahlakı övmüş ve onu kuşanmayı emretmiştir. Bu çalışmada İslam ahlakının temel konularını ele almaya çalıştım. Konu başlıklarında önce yerilen ve kötü ahlak olarak tanımlanan söz ve fiilleri ele aldıktan sonra ardından güzel ahlakı izah etmeye çalıştım. Her konuyu basit bir örnekle anlatıp sonunda da İslam davetçisinin ahlakıyla ilgili kısa açıklamalarda bulundum.