Michel Foucault, ilk olarak 1954 yılında yayımlanan ve 1962’de gözden geçirilmiş ikinci basımı yapılan Akıl Hastalığı ve Psikoloji adlı bu ilk kitabında, “psikolojinin ancak deliliğin kontrol altına alınabilmesiyle mümkün olduğunu” ileri sürer. Ortaçağ ve Rönesans, deliliği tanrısal bir gücün dışavurumu ve aklın daha üst bir aşaması olarak görüp yüceltirken (Erasmus, Deliliğe Övgü), Klasik Çağ’da deliler, diğer suçlularla bir tutulup akıl hastanelerine kapatılmaya başlanır. Böylelikle deliliği “anlama” çabası yerini “zapt etme” çabasına bırakacaktır. Kitabın ilk bölüm&uu
Tükendi
Gelince Haber VerMichel Foucault, ilk olarak 1954 yılında yayımlanan ve 1962’de gözden geçirilmiş ikinci basımı yapılan Akıl Hastalığı ve Psikoloji adlı bu ilk kitabında, “psikolojinin ancak deliliğin kontrol altına alınabilmesiyle mümkün olduğunu” ileri sürer. Ortaçağ ve Rönesans, deliliği tanrısal bir gücün dışavurumu ve aklın daha üst bir aşaması olarak görüp yüceltirken (Erasmus, Deliliğe Övgü), Klasik Çağ’da deliler, diğer suçlularla bir tutulup akıl hastanelerine kapatılmaya başlanır. Böylelikle deliliği “anlama” çabası yerini “zapt etme” çabasına bırakacaktır. Kitabın ilk bölümü Foucault’nun, Freud’a ve psikanalitik geleneğe başlarda duyduğu ilgiyi yansıtırken, 1962’de genişletilip tekrar yazılan ikinci bölüm, Foucault’nun düşüncesinde dramatik bir değişimi ortaya koyar.