“Bir Yaratıcının varlığını kabul eden birçok filozofun olmasına karşılık, akıl ile iman, felsefe ile din arasında bir çatışma olduğuna dair yaygın bir kanaat vardır. Her iki kanatta da, bu kanaati taşıyanlar bulunmaktadır.
Elinizdeki kitap, bu yaygın kanaatin yanlışlığına dair bir delil niteliğinde. Sade bir dil ve herkesçe takip edilebilir adımlar ile, bir filozofun imana yolculuğunun aşamalarını gösteriyor. Aklın bütün evreni yaratan bir Tanrı’ya inanmayı nasıl gerekli kıldığı, kitapta duru bir anlatımla adım adım ele alınıyor.
‘Bu kitapta, hakikati arayanların değerli bir keşfe giden yolu bulabilmelerine yardımcı olabilecek bir akıl köpr&
Tükendi
Gelince Haber Ver“Bir Yaratıcının varlığını kabul eden birçok filozofun olmasına karşılık, akıl ile iman, felsefe ile din arasında bir çatışma olduğuna dair yaygın bir kanaat vardır. Her iki kanatta da, bu kanaati taşıyanlar bulunmaktadır.
Elinizdeki kitap, bu yaygın kanaatin yanlışlığına dair bir delil niteliğinde. Sade bir dil ve herkesçe takip edilebilir adımlar ile, bir filozofun imana yolculuğunun aşamalarını gösteriyor. Aklın bütün evreni yaratan bir Tanrı’ya inanmayı nasıl gerekli kıldığı, kitapta duru bir anlatımla adım adım ele alınıyor.
‘Bu kitapta, hakikati arayanların değerli bir keşfe giden yolu bulabilmelerine yardımcı olabilecek bir akıl köprüsü inşa etmeye çalışacağım’ diyor yazar.
Ediyor da...
Kör bir inanca sahip olmak yerine ‘gören bir iman’a ulaşmada aklın ve mantığın kurallarının nasıl bir işlevi olduğunu gösterirken, soruların ve şüphelerin böyle bir imana ulaşmak için sağladığı imkânları değerlendiriyor.
Küresel bir ‘yeni ateizm’ dalgasından söz edilen bir zaman ve zeminde, ilaç gibi bir kitap...”
- Metin Karabaşoğlu