İmam Ali (a.s):
Hamt Allah`a ki övenler O’nu layıkıyla övemezler; nimetlerini sayıp dökenler, onları söyleyip bitiremezler; çalışıp çabalayanlar hakkını eda edemezler. Öyle bir mabuttur ki derin düşünceler O’nu idrak edemez, akıl fikir denizine dalanlar zatının künhüne eremez. Bir sınır yoktur ki sıfatını sınırlayabilsin, bir vasıf yaratılmamıştır ki zatına layık bulunsun. Yoktur O’na sayılı bir an. Yoktur O’nun için ertelenmiş bir zaman, yaratılanları kudretiyle O yaratmıştır, yelleri rahmetiyle O estirmiştir, yarattığı yeryüzünü kayalarla pekiştirmiştir. Dinin evveli O’nu tanımaktır. Tanıyışın kemali O’nu t
Tükendi
Gelince Haber Verİmam Ali (a.s):
Hamt Allah`a ki övenler O’nu layıkıyla övemezler; nimetlerini sayıp dökenler, onları söyleyip bitiremezler; çalışıp çabalayanlar hakkını eda edemezler. Öyle bir mabuttur ki derin düşünceler O’nu idrak edemez, akıl fikir denizine dalanlar zatının künhüne eremez. Bir sınır yoktur ki sıfatını sınırlayabilsin, bir vasıf yaratılmamıştır ki zatına layık bulunsun. Yoktur O’na sayılı bir an. Yoktur O’nun için ertelenmiş bir zaman, yaratılanları kudretiyle O yaratmıştır, yelleri rahmetiyle O estirmiştir, yarattığı yeryüzünü kayalarla pekiştirmiştir. Dinin evveli O’nu tanımaktır. Tanıyışın kemali O’nu tasdik etmektir. Tasdik edişin kemali O’nu bir bilmektir. Bir bilişin kemali O’na karşı öz doğruluğuna ermektir. Öz doğruluğunun kemali O’nu noksan sıfatlardan tenzih etmektir. Çünkü bilmek gerektir ki ne sıfat söylenirse söylensin o sıfatla vasfedilemez. Her sıfat vasfedilenden gayrıdır, onunla bilinemez. O’nu vasfetmeye kalkışan O’nu bir başkasına eşit etmiş sayılır.