Türkiye Cumhuriyeti bu yıl 100 oluyor.
Ermeni ve rumlarını "bitirmiş" ve kendi de bitkin düşmüş Türkiye Cumhuriyeti`nin Birinci Savaş`tan "ağzı yanmış" yönetimi, bir yandan "iş arayan" alman sermayesi ve askeriyesinden yararlanmış, diğer yandan da denge için batılı emperyalist ülkeler ve Sovyetler Birliği`ne yaslanmaya çalışmıştır. Bu yaslanışta da sınıfsal öz, burjuva dayanışması kendini göstermiş ve yönetimdeki bağımsızlıkçı, antiemperyalist damar giderek zayıf düşmüştür.
Yeni bağımlılıklarla eski alışkanlıklar, burjuva ulusalcılığının kürtlere
Tükendi
Gelince Haber VerTürkiye Cumhuriyeti bu yıl 100 oluyor.
Ermeni ve rumlarını "bitirmiş" ve kendi de bitkin düşmüş Türkiye Cumhuriyeti`nin Birinci Savaş`tan "ağzı yanmış" yönetimi, bir yandan "iş arayan" alman sermayesi ve askeriyesinden yararlanmış, diğer yandan da denge için batılı emperyalist ülkeler ve Sovyetler Birliği`ne yaslanmaya çalışmıştır. Bu yaslanışta da sınıfsal öz, burjuva dayanışması kendini göstermiş ve yönetimdeki bağımsızlıkçı, antiemperyalist damar giderek zayıf düşmüştür.
Yeni bağımlılıklarla eski alışkanlıklar, burjuva ulusalcılığının kürtlere, alevilere karşı sürekli harlattığı savaşlar, ülkenin kalkınmasını da frenlemiş ve 30`ların sonunda Cumhuriyet`in hareket serbestliğini alabildiğine kısıtlı hâle getirmiştir. Bu uğraşta Mustafa Kemal Atatürk de "tükenmiştir."
Hitler faşizminin dayattığı silahlanma yarışı ve savaş Türkiye Cumhuriyeti egemenlerinin emperyalist girdaba, militarizm ve antikomünizme tam kapılmalarının da yolunu açacaktır. Bunda komisyoncu vatan simsarlarının rolünü asla görmezden gelemeyiz.
Alman Dışişleri`nin 1919/39 arası belgelerinden günümüz için ders alacağımız sayısız olay ve söylemi bu ciltte türkçe okura sunarken, bunların Cumhuriyet`in ikinci yüzyılında söz sahibi olacakları, bir nebze de olsa düşündürmesi umuduyla...
Serdar Dinçer