Erken Cumhuriyet döneminin emek tarihine ilişkin gelişmelerini çeşitli yanlarıyla ele alan bu kitap, genel olarak sözkonusu dönemin politik ve sosyal tahliline dönük çalışmalara katkıda bulunduğu gibi, Türkiye’de işçileşme süreçlerinin tarihindeki bir merhaleyi de aydınlatıyor. Erken Cumhuriyet dönemi emek tarihçiliği üzerine çalışma ve tartışmaların yöntemsel bir eleştirisini yapan Ahmet Makal, bir başka ‘genel’ başlık olarak, Tek Parti döneminin korporatist veçhesini tartışıyor.
1930’lar Türkiyesi’nde korporatizmin sistemsel bir bütünlükle uygulanmadığını, devletle kimi toplum kesimleri arasında ‘aracı kurum’ işlevi görmek üzere özgül bir geçerlilik taşıdığını ileri sürüyor. Nitekim, 1930’lu ve 40’lı yıllardaki işgücü polit
Tükendi
Gelince Haber VerErken Cumhuriyet döneminin emek tarihine ilişkin gelişmelerini çeşitli yanlarıyla ele alan bu kitap, genel olarak sözkonusu dönemin politik ve sosyal tahliline dönük çalışmalara katkıda bulunduğu gibi, Türkiye’de işçileşme süreçlerinin tarihindeki bir merhaleyi de aydınlatıyor. Erken Cumhuriyet dönemi emek tarihçiliği üzerine çalışma ve tartışmaların yöntemsel bir eleştirisini yapan Ahmet Makal, bir başka ‘genel’ başlık olarak, Tek Parti döneminin korporatist veçhesini tartışıyor.
1930’lar Türkiyesi’nde korporatizmin sistemsel bir bütünlükle uygulanmadığını, devletle kimi toplum kesimleri arasında ‘aracı kurum’ işlevi görmek üzere özgül bir geçerlilik taşıdığını ileri sürüyor. Nitekim, 1930’lu ve 40’lı yıllardaki işgücü politikalarına ve sosyal politikalarına bakıldığında, sanayileşme sürecinin Avrupa’daki başlangıçları ile -farklılıklar yanında- benzer yanların görüleceğine dikkat çekiyor. Makal’ın çalışmasında, emek tarihinin ve ‘amelelerin işçileşmesi’ sürecinin tahlilini zenginleştiren özgül başlıklar şunlar: 1930 ve 1940’lı yıllarda iktisadi devlet teşekkülleri bağlamında sanayileşme ve işgücü sorunu; Milli Korunma Kanunu (1940) ve "iş mükellefiyeti" uygulaması; Çok partili demokrasiye geçilen 1946-50 döneminde CHP ve sendikalar; Aynı dönemde grevler ve grev "meselesi" üzerine tartışmalar. Kitabın çok önemli bir özgün katkısı, Türkiye’de çocuk işçiliğin tarihi üzerine kapsamlı bir değerlendirme sunması. Makal, 1920-1960 döneminde çocuk işçiliğinin hukuksal ve nicel boyutlarının net bir resmini çiziyor. "Top oynayıp acıkamayan çocuklara" ayrılan bu bölüm, emekçilerin köle-amele-işçi ‘statüleri’ arasında sıkışmasının en çarpıcı cephesine ışık tutuyor.