İki büyük gücü hayal edin. Bir tarafta *Süper güç* olarak tanımlanan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), diğer tarafta ise *Yükselen Bir Güç¨ olan Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC). Şimdi bu iki büyük gücün ilişkilerine odaklanın. Bu odaklanma ekseninde Amerika-Çin ilişkileri ne yönde seyir etmektedir? İkili ilişkiler karmaşık ve kırılgan bir zemin üzerinde mi ilerlemektedir yoksa tam tersi yönde ifade edilebilecek bir durum mu söz konusudur? Amerika-Çin ilişkileri stratejik rekabet mi yoksa stratejik işbirliğiyle mi tanımlanabilir? gibi soruların bir beyin fırtınasına yol açacağını göreceksiniz. Tam da bu noktada bir bütün olarak ikili ilişkilerin dünya siyasetinde önem arz eden en önemli konulardan biri olduğu görülecektir. Üzerinde düşünmeyi
Tükendi
Gelince Haber Verİki büyük gücü hayal edin. Bir tarafta *Süper güç* olarak tanımlanan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), diğer tarafta ise *Yükselen Bir Güç¨ olan Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC). Şimdi bu iki büyük gücün ilişkilerine odaklanın. Bu odaklanma ekseninde Amerika-Çin ilişkileri ne yönde seyir etmektedir? İkili ilişkiler karmaşık ve kırılgan bir zemin üzerinde mi ilerlemektedir yoksa tam tersi yönde ifade edilebilecek bir durum mu söz konusudur? Amerika-Çin ilişkileri stratejik rekabet mi yoksa stratejik işbirliğiyle mi tanımlanabilir? gibi soruların bir beyin fırtınasına yol açacağını göreceksiniz. Tam da bu noktada bir bütün olarak ikili ilişkilerin dünya siyasetinde önem arz eden en önemli konulardan biri olduğu görülecektir. Üzerinde düşünmeyi ve tartışmayı hak eden bu konu, tüm çarpıcılığıyla elinizdeki kitap altında bulunmaktadır. Amerika-Çin arasındaki dinamiklerin yüksek boyutlu devinim kazanmaya başladığı 2001-2008 dönemine odaklanan bu çalışma tüm okurlara, hem günümüzdeki ikili ilişkilerin analiz edilmesinde önemli bir başlangıç noktasını hem de taraflar arasındaki dönüşüm süreci serüvenini keşfetme olanağı sunmaktadır.