*Ankara’da Okul Çağında Ev Geçindiren Çocuklar*, Gazi Eğitim Enstitüsü İş Resim Bölümü 1935 yılı ilk mezunlarından Recep Cengizkan’ın (Cengiz Kan olarak tanınır) mezun olurken tamamladığı *Bitirme Tezi* ile, *Yaşam Öyküsü*, *Kendi Eserleri* ve *Hakkında Yazılanlar* bölümlerini biraraya getiriyor. İsmail Hakkı Tonguç’u babası olarak tanımlayan yazar, onun kurduğu Mektep Müzesi’ne katkıda bulunduktan sonra, 1940-1960 arasında yine Tonguç yaratısı olan İlk Öğretim Dergisi’ni yönetiyor. Çalışan çocuklar alanında uzman Hakan Acar’a göre, Türkiye’de ‘çalışan çocuklar’ alanında yapılan ilk araştırma olan bu metin, hem yazarın metne eşlik eden kendi çektiği fotoğraflarla Ankara’nın 1932-1935 arası yıllarına tanıklık ediyor, hem de yazarın kendi
Tükendi
Gelince Haber Ver*Ankara’da Okul Çağında Ev Geçindiren Çocuklar*, Gazi Eğitim Enstitüsü İş Resim Bölümü 1935 yılı ilk mezunlarından Recep Cengizkan’ın (Cengiz Kan olarak tanınır) mezun olurken tamamladığı *Bitirme Tezi* ile, *Yaşam Öyküsü*, *Kendi Eserleri* ve *Hakkında Yazılanlar* bölümlerini biraraya getiriyor. İsmail Hakkı Tonguç’u babası olarak tanımlayan yazar, onun kurduğu Mektep Müzesi’ne katkıda bulunduktan sonra, 1940-1960 arasında yine Tonguç yaratısı olan İlk Öğretim Dergisi’ni yönetiyor. Çalışan çocuklar alanında uzman Hakan Acar’a göre, Türkiye’de ‘çalışan çocuklar’ alanında yapılan ilk araştırma olan bu metin, hem yazarın metne eşlik eden kendi çektiği fotoğraflarla Ankara’nın 1932-1935 arası yıllarına tanıklık ediyor, hem de yazarın kendi çocukluğundaki ‘satıcılık’ anılarıyla, 1918-1922 savaş yıllarının bir Anadolu kasabasına, Niğde’ye götürüyor bizleri. Kitap, gerçek ve birinci gözden bir kurtuluş, kuruluş ve emek çalışmasını, Gazi Eğitim Enstitüsü gibi eğitimde kuruculuk vasfı taşıyan bir kurumu içeriden tanıma fırsatı sağlıyor.
Kitabın ikili yapısı, yani hem ‘çalışan çocuklar’ üzerine nitelikçe yüksek bir lisans bitirme tezini, hem de Recep Cengizkan’ın yaşam öyküsü, eserleri ve hakkında yazılanları biraraya getiren yapısı, oğlu mimarlık tarihçisi Ali Cengizkan tarafından derlendi; çalışmada ilgili kütüphaneler yanı sıra, aile kitaplığı, belgeliği ve fotoğraf belgeliği gözden geçirildi.
1926 yılında Konya’ya taşınan Ankara Öğretmen Okulu’nun 1932 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü (Gazi Orta Öğretmen Mektebi ve Terbiye Enstitüsü) yapısına geri dönerek eğitim vermeye başlaması, dönemin kurucu aktörü ve *Mekteb Müzesi* müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un üstün gayretiyle gerçekleşir: Okulun en önemli bölümlerinden İş-Resim bölümünü, daha önce yurtdışına gönderilen Malik Aksel, Hayrullah Örs, Şinasi Barutçu, İsmail Hakkı Uludağ ile kurar. Donanımlı ve enerjik Tonguç, 1935 yılında İlköğretim Genel Müdürü olarak ayrılırken, ufukta Köy Enstitüleri’ni kurma görevi de vardır; ancak gözü arkada kalmaz.
1932-1935 yılları arasında İş-Resim Bölümü’nde eğitim görüp mezun olanlar, Cumhuriyetin kurucu kadrolarıyla birlikte pek çok yeniliğe, *ilk*e imza atacaklardır. Onlar arasından Sait Yada, Ferit Apa, Veysel Erüstün, R. Cengiz Kan, hocaları Hayrullah Örs, İsmail Hakkı Uludağ ve Malik Aksel, akran hocaları Şinasi Barutçu, Refik Epikman ve Selami İzzet Sedes ile 10. Yıl Kutlamaları, 10. Yıl Sergisi, 10. Yıl Maarif Sergisi ve kendi Yıl Sonu Sergi geleneğini başlatarak, Devlet Resim ve Heykel Sergisi dizisinin aşılanmasını sağlarlar. Sait Yada Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu’nu kurmak üzere İstanbul’a giderken, Ferit Apa Türkiye’nin ilk çağcıl basımevi Apa Ofset’i İstanbul’da kuracak, Şinasi Barutçu fotoğrafçılık ve ders araçları alanında öncü bir uzman olacak, Hayrullah Örs Topkapı Sarayı’nı ve başka eski eserlerin müze olarak dönüştürülmesini sağlayacak, Necdet Pençe Ankara Gazi Çiftliği (sonradan Atatürk Orman Çiftliği) Hayvanat Bahçesi’ni kuracak, Veysel Erüstün ve Recep Cengizkan, yaş haddinden emekli olana kadar Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nde öğretmenlik yapacaklardır. 1935 mezunlarının katkısı ve etkisinin efsanevi olduğu söylenebilir.