Süleyman Çelebi’nin 1409 yılında nazmettiği Vesiletü’n-Necat, yani Mevlid-i Şerif, şüphesiz ölmez bir millî eser, dinî bir abide. Bugüne kadar İslam Peygamberi’ni anlatan şiirsel birçok metin kaleme alınmış olmasına rağmen hiçbiri, şair ruhun kanatları altında bestelenen bir zamansızlık şarkısı Kurtuluş Vesilesi kadar ünlenmedi.
Bu çalışmada, Türkçenin seyrisülûkunu takip edecek, geçmişle şimdi arasında kurulan köprüyü görecek, halk Müslümanlığının arkeolojisini anlayacak, kolektif zekânın nasıl anonim bir zevke dönüştüğünü
Tükendi
Gelince Haber VerSüleyman Çelebi’nin 1409 yılında nazmettiği Vesiletü’n-Necat, yani Mevlid-i Şerif, şüphesiz ölmez bir millî eser, dinî bir abide. Bugüne kadar İslam Peygamberi’ni anlatan şiirsel birçok metin kaleme alınmış olmasına rağmen hiçbiri, şair ruhun kanatları altında bestelenen bir zamansızlık şarkısı Kurtuluş Vesilesi kadar ünlenmedi.
Bu çalışmada, Türkçenin seyrisülûkunu takip edecek, geçmişle şimdi arasında kurulan köprüyü görecek, halk Müslümanlığının arkeolojisini anlayacak, kolektif zekânın nasıl anonim bir zevke dönüştüğünü okuyacak, Türklerin şuuraltında ikamet eden Mevlid’de bütün bir milletin söyleyişlerini duyacaksınız.
Samet Altıntaş, zaman içinde olağanüstü bir dilden yapılmış evi, canlı ve enerjik bir rüyayı, dünya kuyusunda sesimize yapışan bir atlası, kısacası bir kurucu metnin hikâyesini anlatıyor, Sultan Süleyman Çelebi İmparatorluğu’nun tarihini yazıyor.
Yazar, kronolojik bir koleksiyon olarak kaydettiği Ansızın Bir Ses İşitti Kulağım adlı eserinde, Ulu Cami’nin ünlü romancısı Süleyman Çelebi’yi ve onun ipeğin uğultusuyla bir koza gibi işlediği anlatısını anlamaya, ruhumuzu havalandıran kelebekleri görmeye davet ediyor.