İçinde yaşadığımız kapitalist sistem geleceğimizi tehdit ettiği gibi şimdi bir de dünya ile çatışıyor. Bu kitap, zamanımızın korkunç gerçekliğine dair. Ancak aynı zamanda da tarihin kritik anlarında insanlığın gösterdiği çabanın bilgisine sahip olmanın getirdiği bitip tükenmez bir umuda da dair. 1919 yılında Marksist felsefeci Georg Lukacs dünyanın kaderinin tehlikeye girdiği devrimci durumlarda “bireyin bilinci ve sorumluluk duygusu, dünyanın yazgısının değişmesinin kendi eylemine ya da eylemsizliğine bağlı olduğu varsayımıyla karşı karşıya kalır” demişti. Bugün işte böyle kritik bir dönemde yaşıyoruz. İnsanlığın geleceğin
Tükendi
Gelince Haber Verİçinde yaşadığımız kapitalist sistem geleceğimizi tehdit ettiği gibi şimdi bir de dünya ile çatışıyor. Bu kitap, zamanımızın korkunç gerçekliğine dair. Ancak aynı zamanda da tarihin kritik anlarında insanlığın gösterdiği çabanın bilgisine sahip olmanın getirdiği bitip tükenmez bir umuda da dair. 1919 yılında Marksist felsefeci Georg Lukacs dünyanın kaderinin tehlikeye girdiği devrimci durumlarda “bireyin bilinci ve sorumluluk duygusu, dünyanın yazgısının değişmesinin kendi eylemine ya da eylemsizliğine bağlı olduğu varsayımıyla karşı karşıya kalır” demişti. Bugün işte böyle kritik bir dönemde yaşıyoruz. İnsanlığın geleceğinin niteliği hatta varlığı verdiğimiz mücadelenin muhtevasına, kendimizi yeniden yaratarak dünyayı da yeniden yaratma becerimize, sadece şimdiki ve gelecekteki kuşakların değil, aynı zamanda gezegende yaşayan türlerin de iyiliği için etrafımızı saran ve geleceği tehdit eden yıkıcı toplumsal koşulları dönüştürme isteğimize bağlı.
Kapitalizm doğası gereği kendi yuvasını telafisi imkânsız bir şekilde kirleten bir sistem, üstelik artık bunu bütün gezegene yaydı. Bu durumun bir bütün olarak insanlık ve gelecek bütün nesiller için yarattığı sorunun ölçeği tahayyüllerin ötesinde. Bugün dünyada hâkim bir sosyoekonomik sistem olan kapitalizm, dünyadaki çoğu insanın gündelik yaşamını etkiliyor. O kadar yaygın ve kapsayıcı ki, şunu sormak mantıklı: Dünyanın sonunu tasavvur etmek, kapitalizmin sonunu tasavvur etmekten daha mı iyi?