İnsan, nadir mutluluk anları dışında mutsuzdur. Sorunludur ve acı çeker. Çünkü o, zihnindeki sorun üreten sahte bir merkezin denetimindedir. Çok küçük yaşlarda toplum tarafından zihninde oluşturulan bu merkez, insan yaşamındaki her türlü kötülüğün de kaynağıdır.Halk arasında ‘nefis‘ de denilen bu merkez, düşüncenin ürünüdür. Koşullanmamız böyledir. Ayrı bir ‘ben‘imiz olduğu bize öğretilir. Mutsuz olan odur. Çaresiz olan odur. Yalnız olan odur. Ve nihayet boş olan odur. Biz kendimizi onunla özdeşleştirmişizdir... Bu yüzden arayış maratonuna çok küçük yaşlarda başlarız.Egoda denilen bu merkez, içe kapanan boşluktan oluşur. O, hiçbir şeydir. Bu yüzden arsızdır, doyumsuzdur ve bir şey olmaya, biri olmaya çalışır. Mış gibi davranır. Ama ne yaparsa yapsın, yaptığı her şey karmaşaya, sefalete yol açar. Ve tabii ki hayal kırıklığı ile sonlanır. Ta ki keşfedilinceye kadar.Sahte ‘ben‘in keşfi için arayışın sona ermesi zorunludur. Çünkü arayış, onun eseridir... Bu kitapta arayışı sona erdiren bu keşfi bizzat kendinizin yapmasını sağlayacak ipuçları bulacaksınız..