“Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.”
“Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazif
Tükendi
Gelince Haber Ver“Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.”
“Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
Mustafa Kemal’in fikrî bütünlüğü, Ata’nın bedeninde yeniden vücut bulmuştu. Gök mavisi gözleri, altın sarısı saçları ve keskin bakışlarıyla “Atatürk Ata” diyorlardı ona. Atatürk Ata direnişin ve devrimin sesiydi; emperyalizme karşı “Tam bağımsız Türkiye!” diyenlerin yol arkadaşıydı…
Ata, bir çift mavi gözün ışığında kurtulmuş ve yeniden kurulmuş olan bu topraklara dair mücadeleyi eşsiz bir anlatımla okurlarına sunuyor.