Yeryüzü ve sema, son yüzyılda insanoğlunun birçok cüretkâr söylemine şahit oldu. Bu söylemlerin en büyüğü ve pervasızı ise Yaratıcı’nın varlığının inkârı idi. Tanrı öldü hezeyanı, önceden cahilin dahi dillendirmeyi cehalet sayacağı bir safsata iken, bu asrın kayda değer düşüncesi oluverdi.
Modern gelişmeler, sonsuz uzayda katedilebilmiş mesafeler, mükemmel insan bedenini taklitle yapılan imitasyonlar, insanoğluna çocukça bir özgüven verdi. Okyanusun derinliklerine, uzayın nihayetine hatta kendi bedenine karşı cahil olanı cesaretlendirdi.
Tükendi
Gelince Haber VerYeryüzü ve sema, son yüzyılda insanoğlunun birçok cüretkâr söylemine şahit oldu. Bu söylemlerin en büyüğü ve pervasızı ise Yaratıcı’nın varlığının inkârı idi. Tanrı öldü hezeyanı, önceden cahilin dahi dillendirmeyi cehalet sayacağı bir safsata iken, bu asrın kayda değer düşüncesi oluverdi.
Modern gelişmeler, sonsuz uzayda katedilebilmiş mesafeler, mükemmel insan bedenini taklitle yapılan imitasyonlar, insanoğluna çocukça bir özgüven verdi. Okyanusun derinliklerine, uzayın nihayetine hatta kendi bedenine karşı cahil olanı cesaretlendirdi.
İşte bu cesaret, acı bir nisyana ve şaşırtıcı bir cürete dönüştü. Beşeriyet, Tanrı’nın varlığına dair çeşitli sorgulamalara maruz kaldı; art niyetli sorulara muhatap oldu. Elbette bu sorulara sayısız cevap verildi ancak şimdi aradan çekilme vakti…
Elinizdeki eserde Dr. Sami Amirî ateist düşüncenin öncülerini aynanın karşısına oturtacak, kendileri soracak ve kendileri cevaplaya(maya)cak. Biz de onların çelişkilerini, aynadaki akislerinden okuma fırsatı bulacağız. Böylece Sami Amirî kitaplığının ikinci kitabı olarak bu eser yeni ufuklara kapı aralayacak.