Yeni TTK düzenlemeleri Avrupa Şirketler Hukuku müktesebatına uyumu da hedeflemekte, Avrupa Şirketler Hukukunun merkezinde ise “Şirketlerin sınıraşan hareketliliği” konusu bulunmaktadır. Bu eserle de konunun gelişim safhaları açıklanarak hem Avrupa Şirketler Hukukunda ki yeri ve önemi, hem de üye ülke şirketler hukuku üzerinde etkileri ortaya konulmaktadır. Dahası, bu yapılırken konuya yabancı kalan veya konuyu kavrayamayan ülkelerin, şirketler hukuku mevzuatlarının nasıl devre dışı kalabildiği ve nasıl kendi ülkesinin şirketler hukuku yerine, bir başka ülkenin şirketler hukukunu takip edip uygulamak zorunda kaldıkları gösterilmektedir. Böylelikle de çalışma,
Tükendi
Gelince Haber VerYeni TTK düzenlemeleri Avrupa Şirketler Hukuku müktesebatına uyumu da hedeflemekte, Avrupa Şirketler Hukukunun merkezinde ise “Şirketlerin sınıraşan hareketliliği” konusu bulunmaktadır. Bu eserle de konunun gelişim safhaları açıklanarak hem Avrupa Şirketler Hukukunda ki yeri ve önemi, hem de üye ülke şirketler hukuku üzerinde etkileri ortaya konulmaktadır. Dahası, bu yapılırken konuya yabancı kalan veya konuyu kavrayamayan ülkelerin, şirketler hukuku mevzuatlarının nasıl devre dışı kalabildiği ve nasıl kendi ülkesinin şirketler hukuku yerine, bir başka ülkenin şirketler hukukunu takip edip uygulamak zorunda kaldıkları gösterilmektedir. Böylelikle de çalışma, yeni TTK düzenlemelerine ışık tutmaktadır. Bunun yanında, bizatihi TTK genel gerekçesinde konunun incelenmesine yönelik açık çağrı da çalışmayı, yeni TTK için elzem kılmaktadır.
Bu bağlamda, örneğin, yabancı şirketlerin şube veya irtibat bürosuyla işlerini Türkiye’de sürdürmesi, merkezi yurtdışında bulunan hakim şirket ile yavru şirket ilişkisi, yönetim kurulu üyesi olma, temsilci atama, Türk şirketlerinin bir başka ülkenin tabiiyetine geçebilme seçenekleri, açıklama yükümlülükleri gibi ve benzeri hükümler “Şirketlerin sınıraşan hareketliliği” konusu çerçevesinde şekillenmektedir.
Açıktır ki açıklama yükümlülüklerinin şirketler hukuku açısından önemi, “şirketlerin sınıraşan hareketliliği” konusu açısından ise hayatiyet teşkil etmekte; bu anlamda eser, o dönem itibariyle karşılık bulamasa da, “Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda” değişiklik yapan 6335 sayılı kanuna karşı yapılan itirazların değerinin anlaşılmasına hizmet etmektedir.