John M. Hobson, tarih boyunca çoğu uluslararası teorinin Avrupa merkezciliğin çeşitli biçimlerine gömülü olduğunu iddia etmektedir. Uluslararası teori, devletler arası ilişkilere dair değerden arınmış ve evrenselci teoriler üretmek yerine Batı medeniyetini dünya siyasetinin öznesi ve ideal normatif referansı olarak kutlayan ve savunan analizler sunmaktadır. Hobson ayrıca Edward Said`in Avrupa merkezcilik ve oryantalizm kavramlarına anlayışlı bir eleştiri getirerek Avrupa merkezciliğin emperyalist veya anti emperyalist olabilen farklı biçimler aldığını ortaya koymakta ve bunların 1760`tan bu yana uluslararası teoride nasıl yol aldığını göstermekted
Tükendi
Gelince Haber VerJohn M. Hobson, tarih boyunca çoğu uluslararası teorinin Avrupa merkezciliğin çeşitli biçimlerine gömülü olduğunu iddia etmektedir. Uluslararası teori, devletler arası ilişkilere dair değerden arınmış ve evrenselci teoriler üretmek yerine Batı medeniyetini dünya siyasetinin öznesi ve ideal normatif referansı olarak kutlayan ve savunan analizler sunmaktadır. Hobson ayrıca Edward Said`in Avrupa merkezcilik ve oryantalizm kavramlarına anlayışlı bir eleştiri getirerek Avrupa merkezciliğin emperyalist veya anti emperyalist olabilen farklı biçimler aldığını ortaya koymakta ve bunların 1760`tan bu yana uluslararası teoride nasıl yol aldığını göstermektedir. Bu nedenle kitap, uluslararası ilişkiler akademisyenlerinin yanı sıra siyaset bilimi/siyaset teorisi, ekonomi politik/uluslararası ekonomi politik, coğrafya, kültür ve edebiyat çalışmaları, sosyoloji ve en önemlisi antropoloji disiplinlerinde Avrupa merkezciliği ile ilgilenen herkese hitap etmektedir.
Hobson`ın uluslararası teorinin yalnızca Avrupa merkezci bir dünya siyaseti anlayışı inşa ettiğine dair güçlü iddiası, hem ana akım hem de eleştirel görüşlere sahip teorisyenler için önemli bir meydan okumayı temsil etmektedir. Hobson`ın sunduğu geniş entelektüel tarihçe ışığında bu kitap, farklı okuyucu kitlelerinin ilgisini çekecektir.
BRIAN C SCHMIDT, Carleton Üniversitesi
Uluslararası ilişkiler akademisyenlerini entelektüel miraslarının Avrupa merkezci ön yargılarına karşı duyarlı olmaya davet eden, Batı uluslararası teorisinin ustaca ve kışkırtıcı bir tarihçesi. Bu önemli ve dikkatlice gerekçelendirilmiş kitap, hepimize, araştırmalarımızın ahlaki ve etik sonuçlarını yeniden incelememiz için bir çağrı niteliğindedir.
J. N. TICKNER, Southern California Üniversitesi
John M. Hobson`ın, Immanuel Kant`tan Adam Smith`e ve Hans Morgenthau`ya kadar uzanan ve yazılarıyla Batı uluslararası teorisine bugünkü şeklini veren uzun düşünürler silsilesinin; iddialı, araştırmacı ve geniş kapsamlı eleştirisi, bir güç gösterisi niteliğindedir. Hobson, sadece alanın ısrarla Avrupa merkezci örgütlenmesine işaret etmekle kalmıyor; aynı zamanda oryantalizm ve Avrupa merkezciliğin çeşitleri arasında genellikle çağdaş analizlerde eksik olan önemli ayrımlar yapmayı da başarıyor. Postkolonyal uluslararası teori çalışmalarına bugüne kadar yapılmış en iyi katkılardan birini temsil eden bu kitaptan tüm“dünya siyaseti” öğrencileri faydalanacaktır.
DIPESH CHAKRABARTY, Chicago Üniversitesi