"- Ooooh, ne iyi! Yalnızlık içinde bir istasyon, sanki yeryüzünde ikiniz yalnız kalmışsınız, gece sabaha karşı kalkıp tereyağlı ekmekle çay içmek!.. Dışarda kar! Çaylıkta kaynayan suyun dumanları çıkar. Yaz günü, ikindiüstü yerlere bir hüzün çöker. İnsan dalgınlaşır, gözleri dalar. Bir kuru kengerin dikenli başını salladığına bakar, kalırsınız. Ne iyidir!
- Siz, bunları seversiniz demek?
- Ben, her şeyi severim ama eğer birini seversem!
- Kimi?
- Kim olduğunu bilmem, bir kadını, bi
Tükendi
Gelince Haber Ver"- Ooooh, ne iyi! Yalnızlık içinde bir istasyon, sanki yeryüzünde ikiniz yalnız kalmışsınız, gece sabaha karşı kalkıp tereyağlı ekmekle çay içmek!.. Dışarda kar! Çaylıkta kaynayan suyun dumanları çıkar. Yaz günü, ikindiüstü yerlere bir hüzün çöker. İnsan dalgınlaşır, gözleri dalar. Bir kuru kengerin dikenli başını salladığına bakar, kalırsınız. Ne iyidir!
- Siz, bunları seversiniz demek?
- Ben, her şeyi severim ama eğer birini seversem!
- Kimi?
- Kim olduğunu bilmem, bir kadını, bir hanımı!
- O hanım yok mu?
- Yok.
- Demek siz, şimdi kimseyi sevmiyorsunuz?
- Sevmiyorum. Sevmediğim için de hiçbir şeyi sevmiyorum."
***
"`Ayaşlı ve Kiracıları`ndan bahsediyorduk. Romanın asıl isminin `Ayaşlı ile Kiracıları` olduğunu, basılırken metinde de bir faslının atlanmış olduğunu söyledi. İkinci baskıda bu hataların düzeltilebileceğini işaret ettik. Gayet mütevazı bir eda ile `Aman Beyim` diye müdahale etti. `O kitap bir devri ve o devrin insanlarını anlatır. Bilmem ki artık enteresan tarafı kalmış mıdır?` İtiraz ettik. Ben, `Ayaşlı ve Kiracıları`nı iki yıl önce okuduğumu ve bugün yazılan eserlerden daha yeni oluşuna hayran kaldığımı belirttim."
-Naim Tirali-