Adamın biri yolda giderken cebinden bir elma çıkarmış, yan cebinden çıkardığı bir tuzluktan elmayı tuzlayıp yol kenarına atmış. Bunu gören arkadaşı sormuş
Affedersin, neden elmayı tuzlayıp sonra yola attın
Adam yanıtlamış
Çok basit, çünkü ben tuzlu elma sevmem.
Tükendi
Gelince Haber VerAYY! ÇOK KOMİK
Okullara sıkça davet edilirim. Öğrenci arkadaşlarla söyleşirim. Şiirler okur, bilmeceler sorarım...
Sıkça sorduğum bilmece sorulardan biri şudur: “Hangi ok geriye gelir?”
Soruyu pat diye sormam tabii. Yazı tahtasına ya da bir kartona “gerilmiş bir yay ile ok” çizer, gösteririm.
Geçmişte savaşlarda, avcılıkta kullanıldığını belirtirim. Günümüzdeyse "okçuluk" diye bir spor dalı vardır; sözü oraya getiririm.
“Haydi,” derim sonra. “Yayı tutalım, oku takalım. İşte böyle...” Taklit ederler beni... Oku çeker, yayı gereriz. "Hiçbir canlıya atmıyoruz. Hedefi 10’dan vurmak için atıyoruz.” Öyle ya, biz birer okçuyuz... Ok yerine hafif bir kalem kullanırım. Öğrencilerden biri yardımcım olmuştur. Onunla birlikte hareket ederiz. Herkesle birlikte oku atarız. Kalem sanki oktur. “Ok vınladı gidiyor. Şimdi soru geliyor,” diye meraklandırırım hepsini.