Bu kitabın adı "gündelik yaşamın eleştirisi" de olabilirdi. Elbette bu bildik bir gündelik yaşam eleştirisi değil. Yazar, "toplumsal gerçekliğin" veya aynı anlama gelmek üzere "toplumsal sürecin" kaynağına, neden ve nasılına da ustaca gönderme yapıyor. Hiçbir dogmatik sosyal teorinin, kuru sosyal tahlilin yapamadığını yapıyor. Bir bakıma 21. yüzyılın başında bu topraklarda yaşananların ve yaşayanların "siyah-beyaz" fotoğrafını çekiyor. Derin bir şair duyarlılığıyla "işte bu sensin" diyor. Velhasıl bu kitapta resmedilen "insanlık durumudur", kapitalist barbarlığın beş yüz yıldır yeryüzünün lanetlerine öneriği dayattığı "uygarlaşma", "batılılaşma", "kalkınma", "demokratikleşme" .reçetelerinin insanlığı neye benzettiğinin kısa öyküsüdür. Ok
Tükendi
Gelince Haber VerBu kitabın adı "gündelik yaşamın eleştirisi" de olabilirdi. Elbette bu bildik bir gündelik yaşam eleştirisi değil. Yazar, "toplumsal gerçekliğin" veya aynı anlama gelmek üzere "toplumsal sürecin" kaynağına, neden ve nasılına da ustaca gönderme yapıyor. Hiçbir dogmatik sosyal teorinin, kuru sosyal tahlilin yapamadığını yapıyor. Bir bakıma 21. yüzyılın başında bu topraklarda yaşananların ve yaşayanların "siyah-beyaz" fotoğrafını çekiyor. Derin bir şair duyarlılığıyla "işte bu sensin" diyor. Velhasıl bu kitapta resmedilen "insanlık durumudur", kapitalist barbarlığın beş yüz yıldır yeryüzünün lanetlerine öneriği dayattığı "uygarlaşma", "batılılaşma", "kalkınma", "demokratikleşme" .reçetelerinin insanlığı neye benzettiğinin kısa öyküsüdür. Okay’ın bu eserde yer alan denemelerini okurken, entelektüel duyarlılığa eklenmiş sanatçı duyarlılığının ne kadar önemli olduğunu bir defa daha fark ettim. Aynı anda insanın beynine ve kalbine nüfuz eden bir dil, zarif bir üslup, etkileyici bir tahlil yeteneği... Fazla söze gerek var mı? Bu güzel eseri okumak benim için bir şanstı, bu şansa ortak olmak isteyenler... davetim sizedir... - Fikret Başkaya