Arka Kapak Yazısı:
Bağımsızlık, hürriyet, milliyetçilik, millî kimlik gibi konuların konuşulmasının dahi yasak olduğu Sovyetler Birliği’nde buna aykırı hareket eden aydınlar yok edilmiştir. 1937-1939 yılları arasında iyice yoğunlaşan imha siyaseti sonucu Türk dünyasına mensup çok sayıda edebiyatçı öldürülmüştür. “Pantürkist”, “panislamist”, “karşı devrimci”, “rejim muhalifi”, “milliyetçi”, “halk düşmanı” gibi suçlamalarla kurşuna dizilenlerin sayısı kesin olarak bilinememektedir. Kızıl kırgın kurbanları
Tükendi
Gelince Haber VerArka Kapak Yazısı:
Bağımsızlık, hürriyet, milliyetçilik, millî kimlik gibi konuların konuşulmasının dahi yasak olduğu Sovyetler Birliği’nde buna aykırı hareket eden aydınlar yok edilmiştir. 1937-1939 yılları arasında iyice yoğunlaşan imha siyaseti sonucu Türk dünyasına mensup çok sayıda edebiyatçı öldürülmüştür. “Pantürkist”, “panislamist”, “karşı devrimci”, “rejim muhalifi”, “milliyetçi”, “halk düşmanı” gibi suçlamalarla kurşuna dizilenlerin sayısı kesin olarak bilinememektedir. Kızıl kırgın kurbanlarının eş ve çocukları da “rejim düşmanın akrabası” oldukları gerekçesiyle benzer cezalara çarptırılmıştır. Sovyet ideolojisini benimsemeyenlerin yok edildiği bu soykırıma “kızıl terör”, “kızıl kırgın” gibi isimler verilir. 1930’lu yıllarda en katı şekilde uygulanan zulüm politikalarının sonucu olarak tutuklama ve kurşuna dizme olayları çığ gibi büyür. Hukuksuz uygulamalar sebebiyle o yıllarda Azerbaycan’da özgürlük ve millî direniş düşüncesi sekteye uğrar.
Ülkede istiklal şairesi olarak tanınan Ümmügülsüm Sadıkzade Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı Mehemmed Emin Resulzade’nin amcasının kızıdır. Küçük yaştan itibaren sanat ve edebiyata ilgi duyan bu hanım, milliyetçi fikirlere sahip ünlü edebiyatçı Seyid Hüseyin’le evlenmiştir. 1937 yılında Seyid Hüseyin tutuklanıp kurşuna dizildikten sonra Ümmügülsüm Hanım da halk düşmanının eşi olduğu gerekçesiyle 8 yıllık hapishane ve çalışma kampı cezasına çarptırılır. Maruz kaldığı baskı ve işkence sebebiyle sağlığı tamamen bozulan şaire hapisten çıktıktan 3 ay sonra Şamahı şehrinde vefat eder.
20. yüzyıl başlarında kaleme aldığı eserleriyle ün kazanan eleştirmen, hikâyeci, pedagog ve gazeteci Seyid Hüseyin Sadık da Sovyet dönemi repressiya yıllarının kızıl kırgın kurbanlarındandır. Öldürüldüğünde ardında 4 küçük çocuk ile gözü yaşlı eşi şaire Ümmügülsüm Hanım’ı bırakmıştır. Modern Azerbaycan hikâyeciliğinde kendine özgü yeri bulunan Seyid Hüseyin’in hikâyeleri edebiyat dünyasında başarılı örnekler kabul edilir. Günümüzde de değerini koruyan ürünleri onun ülkede “hikâye ustası” sıfatıyla anılmasını sağlamıştır. Azerbaycan istiklal şairesi Ümmügülsüm Sadıkzade’nin ailesinden toplam 13 kişi kızıl kırgın kurbanı olmuş ve hayatını kaybetmiştir.
Amacımız bu kitap aracılığıyla Azerbaycan’da hukuksuz biçimde kızıl kırgın kurbanı edilen ve birbirinin hayat yoldaşı olan Ümmügülsüm Sadıkzade ile Seyid Hüseyin’i edebi faaliyetleri ve sanatçı kişiliklerini de göz önünde bulundurarak Türk dünyasına tanıtmaktır.