Çağdaş Portekiz edebiyatının en üretken kalemlerinden Gonçalo M. Tavares’ten karın boşluğuna inen yumruk gibi bir kitap, Babasını Arayan Yüzyılında Kayıp Bir Kız. Marius adlı “kaçak” bir adam bir gün şehrin ortasında, elinde küçük kartlar olan 14 yaşında Down sendromlu bir kızla karşılaşır. Kızın etrafında kimse yoktur ve belli ki kayıptır. Kısa süre sonra anlaşılacaktır ki, Hanna adlı bu kız Berlin’deki kayıp babasını aramaktadır. Kaçak Marius ister istemez Hanna’ya bu arayışta yardımcı olacaktır. Berlin’e gitmek üzere yola çıkarlar, yol bboyunca karşılarına çıkan birbirinden ilginç insanlar ise onları asıl arad
Tükendi
Gelince Haber VerÇağdaş Portekiz edebiyatının en üretken kalemlerinden Gonçalo M. Tavares’ten karın boşluğuna inen yumruk gibi bir kitap, Babasını Arayan Yüzyılında Kayıp Bir Kız. Marius adlı “kaçak” bir adam bir gün şehrin ortasında, elinde küçük kartlar olan 14 yaşında Down sendromlu bir kızla karşılaşır. Kızın etrafında kimse yoktur ve belli ki kayıptır. Kısa süre sonra anlaşılacaktır ki, Hanna adlı bu kız Berlin’deki kayıp babasını aramaktadır. Kaçak Marius ister istemez Hanna’ya bu arayışta yardımcı olacaktır. Berlin’e gitmek üzere yola çıkarlar, yol bboyunca karşılarına çıkan birbirinden ilginç insanlar ise onları asıl aradıklarından bambaşka bir noktaya getirecektir. Karşılaşılan her insan, geçmişte yaşananlara dair bir metafor ve önlerine çıkan her gerçek, ayrı bir imgeye dönüşecektir. Okurların Kudüs, Beyefendiler, Teknik Çağında Dua Etmeyi Öğrenmek gibi romanlarından aşina olduğu üzere Tavares, yine küçük küçük oyunlar kurarak toplumsal, hatta evrensel hafıza meselesini kurcalıyor bu kez. İlk satırından son noktasına kadar bu çiğ çağın vicdanlı insanlarına sesleniyor.