Orhan Burian, İngiliz elçilerinden Henry Lello tarafından yazılan Muhtıra’ya, British Museum’daki araştırmaları sırasında rastlamıştır. 1579 yılında İngiltere ile Osmanlı İmparatorluğu arasında temas başladıktan sonra, 1599’da elçi olarak atanan ve bu görevde on yıl kalan Henry Lello, İngiltere’nin Babıâli’ye gönderdiği elçilerin üçüncüsüdür. Lello’nun Muhtırası, onun İstanbul’da elçi bulunduğu on yılın tarihçesi değil, “Gözü payitahttaki hükümet üzerinde olan dikkatli bir seyircinin müşahedeleridir”; on yıl içinde atanan ve azledilen sad
Tükendi
Gelince Haber VerOrhan Burian, İngiliz elçilerinden Henry Lello tarafından yazılan Muhtıra’ya, British Museum’daki araştırmaları sırasında rastlamıştır. 1579 yılında İngiltere ile Osmanlı İmparatorluğu arasında temas başladıktan sonra, 1599’da elçi olarak atanan ve bu görevde on yıl kalan Henry Lello, İngiltere’nin Babıâli’ye gönderdiği elçilerin üçüncüsüdür. Lello’nun Muhtırası, onun İstanbul’da elçi bulunduğu on yılın tarihçesi değil, “Gözü payitahttaki hükümet üzerinde olan dikkatli bir seyircinin müşahedeleridir”; on yıl içinde atanan ve azledilen sadrazam ve sadrazam kaymakamlarına ait bir çeşit “tezkere”dir. Bununla birlikte, Muhtıra’da sadrazamların kişilikleri üzerinde durulurken, söz konusu on yılda olup bitenler de özetlenir. Lello; İbrahim Paşa, Hadım Hasan Paşa, Cerrah Mehmet Paşa, Yemişçi Hasan Paşa, Yavuz Ali Paşa, Lala Mehmet Paşa, Derviş Paşa ve Kuyucu Murat Paşa’yı sadrazam oldukları zamanlarda meydana gelen olayların içindeki konumlanışlarıyla değerlendirir. Dışarıda Avusturya Seferi, içeride Celâlî İsyanları ile payitahtta ikide bir çıkan yeniçeri ve sipahi ayaklanmaları Lello’nun elçiliğine rastlayan yılların baş meseleleridir. Lello, sadrazamların tayin ve azline, Valide Safiye Sultan’ın nasıl etkide bulunduğunu ayrıntılarıyla anlatır. Osmanlı bürokrasisinin işleyişi de Muhtıra’da üzerinde durulan diğer bir konudur. Benzerleri gibi Lello’nun Muhtırası da, “elçilerin Harem dedikodularını bile kaçırmadıkları, habercileri vasıtasıyla orada olup bitenleri takip ettikleri”nin açık bir belgesidir. Orhan Burian’ın Osmanlı kroniklerinden notlarla zenginleştirdiği bu önemli kitap, 1952’de yayımlanan ilk baskısında olduğu gibi, özgün metinle birlikte sunuluyor.