Nasîrüddîn Muhammed Hümâyûn Şah (1508-1556), Bâbürlü Devleti’nin kurucusu, Emir Timur’un beşinci göbekten torunu Bâbür Şah’ın oğlu ve halefi. Saltanatı döneminde (1530-1556) Hindistan, Afganistan ve Pakistan’ın bazı bölgelerine hükmetti. Bir dönem Hindistan tahtını kaybedince, İran’a sığındı. Yeniden Hindistan’da Türk Devleti’nin varlığını devam ettirmek için çok mücadele etti ve izlediği politikalar neticesinde başarı sağlayarak tahtına tekrar kavuştu. Hükümdarlığı boyunca fethettiği toprakları genişletmeye çalıştı, bu azmi neticesinde ö
Tükendi
Gelince Haber VerNasîrüddîn Muhammed Hümâyûn Şah (1508-1556), Bâbürlü Devleti’nin kurucusu, Emir Timur’un beşinci göbekten torunu Bâbür Şah’ın oğlu ve halefi. Saltanatı döneminde (1530-1556) Hindistan, Afganistan ve Pakistan’ın bazı bölgelerine hükmetti. Bir dönem Hindistan tahtını kaybedince, İran’a sığındı. Yeniden Hindistan’da Türk Devleti’nin varlığını devam ettirmek için çok mücadele etti ve izlediği politikalar neticesinde başarı sağlayarak tahtına tekrar kavuştu. Hükümdarlığı boyunca fethettiği toprakları genişletmeye çalıştı, bu azmi neticesinde önemli bir devlet adamı ve cesur bir kumandan olarak tanındı. Tüm bu mücadeleler ve çalkantılı iktidarı sürecinde Hümâyûn Şah’ı yalnız bırakmayan, İbrikçi Başı (su taşıyıcısı) Mihter Cevher Aftabçı, yaşanılan olayları ve gözlemlerini büyük titizlikle ve şeffaflıkla Tezkiretü’l Vakıyât-ı Hümâyûn adlı eserinde topladı.
Mihter Cevher Aftabçı, görevinin verdiği avantajları en iyi şekilde kullanarak Hümâyûn Şah’ın karakteri ve mizacını inceleme fırsatını yakalamış, yaklaşık 20-25 yıl boyunca hizmet ettiği efendisinin hayatıyla ilgili, kimilerine önemsiz gelebilecek en küçük detayı bile kaydetmiştir.
Tezkiretü’l Vakıyât-ı Hümâyûn, XVI. yüzyılda Hindistan, Afganistan, Pakistan ve İran coğrafyasında vuku bulan hadiseler ve söz konusu yerlerin coğrafî-siyasî yapısı hakkında bilgiler içeren müstesna bir eserdir. Kişisel nitelikteki ayrıntıların yanı sıra, çağdaş siyasî olaylara dair de pek çok referansla doludur. Öte yandan Cevher, Hümâyûn Şah ile İran Şahı arasındaki farkları bize anlatan tek kişi olarak bilinmektedir. Eser, Hümâyûn Şah’ın padişahlığa nâil olmasından ölümüne kadar geçen süreçte (1530-1556) Bâbürlüler Devleti’nin siyasî-askerî faaliyetleri, kişileri ve özellikle de Hümâyûn Şah’ın Safevîlere sığındığı döneme dair verilen bilgiler açısından da önemli tarihî bir belgedir.