İlkokulu bile bitirdiği meçhul olan babam, o gün büyük bir pedagogluk örneği sergilemişti. Başımı öne eğdiğim için sadece yüzümün bir yarısına bakarak söylediği şu sözleri unutamam: “Karnen ölçü değil, senin yarınını değil bugününü gösteriyor karne. Yarın çok şeyler değişir. Sakın bu zayıflarla okumaktan kurtulurum sanma. Otuz yaşına da gelsen okuyacaksın. Ya bu deveyi güdeceksin ya bu deveyi, diyardan gitmek yok!” Anladım ki kaçış yoktu. Pılımı pırtımı alıp içime döndüm. İçim gerçek evimmiş meğer; bunu anladım.
Şair Hüseyin Akın’ın öğretmen kimliğiyle,
Tükendi
Gelince Haber Verİlkokulu bile bitirdiği meçhul olan babam, o gün büyük bir pedagogluk örneği sergilemişti. Başımı öne eğdiğim için sadece yüzümün bir yarısına bakarak söylediği şu sözleri unutamam: “Karnen ölçü değil, senin yarınını değil bugününü gösteriyor karne. Yarın çok şeyler değişir. Sakın bu zayıflarla okumaktan kurtulurum sanma. Otuz yaşına da gelsen okuyacaksın. Ya bu deveyi güdeceksin ya bu deveyi, diyardan gitmek yok!” Anladım ki kaçış yoktu. Pılımı pırtımı alıp içime döndüm. İçim gerçek evimmiş meğer; bunu anladım.
Şair Hüseyin Akın’ın öğretmen kimliğiyle, ancak şair duyarlılığıyla eğitim sorunlarını ve olgularını ele aldığı Bana Öğretmenini Söyle, ezber yaptırmayan; ezber bozan denemelerden oluşuyor. Öğretemediklerimiz, Eğitemediklerimiz, Bir Türlü Anlatamadıklarımız adlı üç başlık altında toplanan denemelerde gençlerden yana tavır alan Akın, olaylara onların perspektifinden de bakarak kalıcı çözümler sunuyor.