Barbara Loden`ın feminist başyapıtı üzerine düşünceler… Amerikalı aktris Barbara Loden`in yazıp yönettiği tek film hakkında Marguerite Duras, "Wanda`da bir mucize olduğuna inanıyorum" diye yazmıştır.
2012 Livre Inter Ödülü sahibi
Bir kadın, bir rol yazar, kendi yönettiği filmde o rolü oynar; yazdığı kadını tanımıyordur ama o rolle kendini tanır. Filmin çekilmesinden 40 yıl sonra başka bir kadın, filmin yönetmeni ve oynadığı rol hakkında bir kitap yazar; yazdıkça hem kendini hem annesini tanır. Film Wanda, yönetmen Barbara Loden, kitap ise Barbara Loden’ı
Tükendi
Gelince Haber VerBarbara Loden`ın feminist başyapıtı üzerine düşünceler… Amerikalı aktris Barbara Loden`in yazıp yönettiği tek film hakkında Marguerite Duras, "Wanda`da bir mucize olduğuna inanıyorum" diye yazmıştır.
2012 Livre Inter Ödülü sahibi
Bir kadın, bir rol yazar, kendi yönettiği filmde o rolü oynar; yazdığı kadını tanımıyordur ama o rolle kendini tanır. Filmin çekilmesinden 40 yıl sonra başka bir kadın, filmin yönetmeni ve oynadığı rol hakkında bir kitap yazar; yazdıkça hem kendini hem annesini tanır. Film Wanda, yönetmen Barbara Loden, kitap ise Barbara Loden’ın Yaşamına Ek. Yazarı ise bir kameranın, yakaladığı görüntüyü merceğinden aksettirerek filme işlemesi gibi ustalıkla bu katmanlı biyografiyi kâğıda döken Fransız yazar ve küratör Nathalie Léger.
İlk kez 2012’de Fransa’da basılarak okurun ve eleştirmenlerin beğenisine sunulan bu kitap, Amerikalı oyuncu, senarist ve yönetmen Barbara Loden hakkındaki ilk kitaptır. Cinéma vérité’nin erken dönem başyapıtlarından bir olan Wanda hayat nasıl resmedilir, bir karakter nasıl anlatılır gibi sorularla ön plana çıkar. 1960’ların başında Pennsylvania’nın madenci bölgelerinde amaçsızca gezinen bir genç kadının, küçük çaplı bir dolandırıcıyla giriştiği suç çılgınlığından birkaç günü konu alsa da dönemin ikonik filmi Bonnie ve Clyde’ın antitezi bir yol hikâyesidir.
Hollywood devi Elia Kazan’la evliliğiyle ünlenen eski pin-up kızı Barbara Loden’in hayatına dair bilgiler çok azdır, bu sebeple Marguerite Duras, Georges Perec, Jean-Luc Godard, Sylvia Plath, Kate Chopin, Herman Melville, Samuel Beckett ve W.G. Sebald’ın sözleri Léger’in imdadına yetişir. Wanda’dan hatırlanan sahneler, biyografi yazarının araştırma süreciyle yer değiştirirken kişisel anılar su yüzüne çıkar ve bunlarla birlikte, aslında tüm kadınlar olan o tek kadının iç dünyasının kapıları okura açılır.