Osmanlı’nın modernleşme dönemiyle başlayan toplumsal ve ku¨ltu¨relbellek krizi, Cumhuriyet sonrasında ulus-devlet eksenine oturan “ulusal kimlik” inşasına dönu¨k politikalarla yeni bir boyut kazanır. Söz konusu politikalar “devletin ideolojik aygıtları” vasıtasıyla tabana yayılmaya çalışılır. Bu aygıtların başında da edebiyat gelir.
Bu su¨recin genel olarak coğrafya, tarih ve medeniyet alanlarını kapsadığı du¨şu¨nu¨ldu¨ğu¨nde Mehmed Âkif Ersoy, Necip Fazıl Kısaku¨rek ve Sezai Karakoç’un, kimliği ve aidiyeti çerçeveleyen du¨şu¨nceleri ve eserleri oldukça önemlidir. Yaşadıkları d&o
Tükendi
Gelince Haber VerOsmanlı’nın modernleşme dönemiyle başlayan toplumsal ve kültürelbellek krizi, Cumhuriyet sonrasında ulus-devlet eksenine oturan “ulusal kimlik” inşasına dönük politikalarla yeni bir boyut kazanır. Söz konusu politikalar “devletin ideolojik aygıtları” vasıtasıyla tabana yayılmaya çalışılır. Bu aygıtların başında da edebiyat gelir.
Bu sürecin genel olarak coğrafya, tarih ve medeniyet alanlarını kapsadığı düşünüldüğünde Mehmed Âkif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç’un, kimliği ve aidiyeti çerçeveleyen düşünceleri ve eserleri oldukça önemlidir. Yaşadıkları dönemlerin farklılıklarına ve şiirlerindeki üslup ve biçim ayrılıklarına rağmen bu üç isim, toplumun yaşadığı bunalıma, değişime ve dönüşüme duyarsız kalmayarak geleneğin paranteze alındığı tarihi süreçte, edebiyat ve düşünce alanlarındaki eserleriyle geleneğin dayandığı normatif değerlerin savunucusu olmuşlardır.
Türk şiirinin İslami duyarlığa sahip bu üç büyük şairini fikir/ideal ve edebiyatlarındaki ana eksenler bakımından derli toplu mukayese eden Bellek ve İnşa, onların söylemlerindeki coğrafya, tarih ve medeniyet vurgularının yerini ve etkisini ortaya koyuyor. Bunu yaparken de hem modernleşme hem de ulus-devletleşme karşısındaki etik, estetik ve poetik tavırlarını anlamaya önemli bir katkı sunuyor.