Ortada bir mücadele var. Bu mücadele bir hayat tarzı mücadelesidir. Kimin nasıl bir hayat sürmesi gerektiğine dair kararları kim ve nasıl verecek? Bunun ta ilk insandan bu yana sürüp gelen bir tarihi var. Güç de bunun için kullanılmış, servet de... Zeka da bu mücadeleye sarf edilmiş, kabiliyetler de... Ölüm de bunun için olmuş, kalım da...
Mücadele hayat tarzı mücadelesi, hatta başka bir şey değil ise bize düşen nedir? Elbette kendi hayat tarzımızı imrenilen, özenilen ve takip edilen bir hayat tarzı haline getirmek... Hayat tarzımız bizatihi biz dediğimiz şeydir.
*Ben Demeyene Yol Açılmaz*, imkanımız ve imtihanımız olan benliğimizi nasıl gerçekleştireceğimize dair yazılardan oluşuyor. Gerçekleştiremediğimiz şeyi aşa
Tükendi
Gelince Haber VerFarklı olan hayat tezahürlerinin görüntüsüne, kendisinden farklı olana dahi tahammül yok. Kendimiz olarak yaşamak, dayatılana karşı kendi hayat tarzımızı sürdürmeliyiz. Yol içinde kendimize ait bir yol bulmadan gidemeyeceğimiz gibi bu çaba “ben” dediğimiz şeyi anlamadan da gerçekleşmeyecektir.
Var olan potansiyelimizi gerçekleştirmeye ve Allah’ın bizi yaratışındaki muradı bulmaya giden yolda rehber olan kitap aşina olduğumuzu düşündüğümüz konulara yeni bir pencere açmaktadır.
Mehmet Lütfi Arslan`ın "ben" kavramına yeni bir pencere açması kitabın ana eksenini oluşturuyor. Sıradan ve artık bilinmedik, irdelenmedik yönü kalmayan "tasavvuf"i benlik kavramına yeni bir bakış açısıyla bakmak isteyenler için keyifli bir eser olan “Ben Demeyene Yol Açılmaz” 4. Baskıyla okurlarıyla buluşuyor.