İnsan hakları savunucusu olarak yaptığı çalışmaların yanı sıra politik faaliyetleriyle de bilinen Akın Birdal, daha önce yayınlanan iki kitabıyla bir yazar olarak da kendini kanıtlamıştı. Bu kitaplarından birinde Ulucanlar Cezaevi`ndeki anılarını, diğerinde de Yeni Gündem gazetesindeki köşe yazılarını derleyen Akın Birdal, elinizdeki öyküleriyle ilk kez edebiyatçı yanıyla ortaya çıkıyor.
Duru, temiz, sade bir dille kaleme alınan bu öykülerin her biri gerek konusu gerekse karakterleriyle etkileyici olan bu öykülere bazen yetmişli yılların o sıcak, içten ve naif havasını soluyorsunuz. Bazen de doksanlı yılların ve bugünün zaman zaman hayli sert ve
Tükendi
Gelince Haber Verİnsan hakları savunucusu olarak yaptığı çalışmaların yanı sıra politik faaliyetleriyle de bilinen Akın Birdal, daha önce yayınlanan iki kitabıyla bir yazar olarak da kendini kanıtlamıştı. Bu kitaplarından birinde Ulucanlar Cezaevi`ndeki anılarını, diğerinde de Yeni Gündem gazetesindeki köşe yazılarını derleyen Akın Birdal, elinizdeki öyküleriyle ilk kez edebiyatçı yanıyla ortaya çıkıyor.
Duru, temiz, sade bir dille kaleme alınan bu öykülerin her biri gerek konusu gerekse karakterleriyle etkileyici olan bu öykülere bazen yetmişli yılların o sıcak, içten ve naif havasını soluyorsunuz. Bazen de doksanlı yılların ve bugünün zaman zaman hayli sert ve trajik hale gelen ortamında nefes alıp veriyorsunuz. Vali Bey`den Ercan`a, Rojin ve Fidan`dan Kenan ve Selim`e kadar hepsi de yaşamın, toplumsal ve siyasal mücadelelerin birer gerçeği, birer kahramanı olarak karşınıza çıkıyor.
Bu öyküler, Akın Birdal`ın çok yönlü kişiliğini ortaya koymaktan da öte, ne tür duyarlılıkla mücadele ettiğini de gözler önüne seriyor.