Varoluşun Bilgisine Tarihle Ulaşmak Mümkün Mü?
Özgürlük istemi olan insan, varoluşun sırrına ulaşmak için her şeyin anahtarını elinde bulunduran “tarih nedir?” sorusunu sorarak işe koyulur. Yaşamın diğer adı olan tarih (dîrok), “geçmiş olduğu kadar şimdi ve gelecektir” şeklinde formüle edilir. Bunlar arasında kesintisiz, süreklileşen kopmaz ve akışkan bir bağ bulunur. Üçlü sonsuz zincir (geçmiş, gelecek ve an) içinde birbirine bağlı olarak zamanımızı oluşturur.
Şimdiki zamanda hem geçmişi hem de geleceği yaşarız. Şimdi, hayat akışının yoğunlaşıp kendini görünür kıldığı andır. Geçm
Tükendi
Gelince Haber VerVaroluşun Bilgisine Tarihle Ulaşmak Mümkün Mü?
Özgürlük istemi olan insan, varoluşun sırrına ulaşmak için her şeyin anahtarını elinde bulunduran “tarih nedir?” sorusunu sorarak işe koyulur. Yaşamın diğer adı olan tarih (dîrok), “geçmiş olduğu kadar şimdi ve gelecektir” şeklinde formüle edilir. Bunlar arasında kesintisiz, süreklileşen kopmaz ve akışkan bir bağ bulunur. Üçlü sonsuz zincir (geçmiş, gelecek ve an) içinde birbirine bağlı olarak zamanımızı oluşturur.
Şimdiki zamanda hem geçmişi hem de geleceği yaşarız. Şimdi, hayat akışının yoğunlaşıp kendini görünür kıldığı andır. Geçmişte olanların biriktiği aralıktır. Dolayısıyla şimdi; geçmiştir, gelecektir, andır, bir bütünen tarihtir, tarih de şimdidir, yaşamın kendisidir. Gelecek ise geçmişin birikiminin bir sonucu olduğu kadar, an’daki eylemlerimizin neticesidir. “Geçmiş neyse gelecek odur”, “ne edersen onu bulursun” deyişleri bu hakikatin dile gelişidir. “Tarih günümüzde gizli, biz tarihin başlangıcında gizliyiz” tespiti ve “geçmişi kontrol eden geleceği kontrol eder; bugünü kontrol eden geçmişi de kontrol eder” aforizması bu gerçeği farklı bakışlarla açıklamaktadır.
Düşünen insanı: “bilinçli, üç boyutlu bir etkinlikte kendini ortaya koyar; geçmişi ve geleceği şimdide bütünleştirir. Şimdiden giderek geçmişi yeniden kurar ve geleceği tasarlar. Geçmişi kavramak geleceği kurmaktır. Geleceği kurmak da geçmişi tasarlamaktır” şeklinde ifadeye kavuşturan düşünür Afşar Timuçin, yaşamın oluşum halini çok açık ortaya koymaktadır.
“Tarih ve gelenek neyse günümüz ve gelecek odur” büyük ilkesine göre düşünmeyi ve davranmayı bilmek gerekir. “Tarih ve geleneği ne kadar doğru biliyorsan, günümüz ve geleceği, bu tarihi içselleştirdiğin oranda üstüne ekleyeceğin kadar değiştirebilir, dönüştürebilirsin. Değişimin ve devrimin altın kuralı bu formülün uygulanmasında geçer.” Özgür İnsan’ın altın değerindeki bu formülü bireyin ufkunda beliren; Kimim ben? Yaşam nedir? Neden yaşıyorum? Nasıl yaşamalı? Ne yapmalı? Nereden başlamalı? Nasıl kendimi bilebilirim? Nasıl kendim olabilirim? Nasıl özümle ve köklerimle yeniden buluşabilirim? Kendimi yeniden nasıl yaratabilirim? benzeri sorgulamalara ışık olabilir.