Doğu mitolojisinde geçen “Kaknüs” adlı bir kuş vardır. Öleceği vakit çalı çırpı toplayıp, kanat çırpışlarıyla onları tutuşturarak kendini yakan sonra külleri arasında meydana gelen yumurtayla yeniden doğan kuş. Efsanede bu kuşun ömrü bin yıldır. Tıpkı Anadolu’nun bin yıllık Türk yurdu oluşu gibi, tıpkı Selçukludan Osmanlı’ya Osmanlı’dan modern Türkiye Cumhuriyetine uzanan Türk tarihi gibi. Bilecik de işte böyle bir yeniden doğuşlar şehridir. Tıpkı çağlar ötesinden haykıran Yunus Emre’nin “Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası” dediği gibi bir kuruluşlar ve dirilişle
Tükendi
Gelince Haber VerDoğu mitolojisinde geçen “Kaknüs” adlı bir kuş vardır. Öleceği vakit çalı çırpı toplayıp, kanat çırpışlarıyla onları tutuşturarak kendini yakan sonra külleri arasında meydana gelen yumurtayla yeniden doğan kuş. Efsanede bu kuşun ömrü bin yıldır. Tıpkı Anadolu’nun bin yıllık Türk yurdu oluşu gibi, tıpkı Selçukludan Osmanlı’ya Osmanlı’dan modern Türkiye Cumhuriyetine uzanan Türk tarihi gibi. Bilecik de işte böyle bir yeniden doğuşlar şehridir. Tıpkı çağlar ötesinden haykıran Yunus Emre’nin “Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası” dediği gibi bir kuruluşlar ve dirilişler şehridir Bilecik. Buram buram tarih kokan bu bölgenin söz varlığıyla ilgili bir çalışmanın bu güne kadar yapılmaması da ayrıca bu alanla ilgilenen çalışmacılar açısından düşündürücüdür. Bu yüzden çalışmamızın Türk Kültürü için önemli bir kazanım olduğu düşüncesindeyiz.
Türkiye’de ilk olarak Türk Dil Kurumu tarafından “Halk Ağzından Söz Derleme Dergisi” adıyla sonra da “Derleme Sözlüğü” olarak genişletilen bu alanla ilgili sözlükçülük çalışmaları birçok müstakil ağız kitapları ve derleme sözlüğüne katkı veren makaleler yoluyla genişletilmiştir. Biz de bu zincirin boş bir halkasını doldurmak için “Bilecik Yöresi Söz Varlığı” adlı eserimizi oluşturmaya çalıştık. Ayrıca bu eserle ileride hazırlanacak bir Ağız Atlası için kaynak oluşturmayı hedefledik..