Bilimsel bilginin günümüz anlamında gelişmesi, sistematik bir düzen kazanması uzun yüzyıllar süresince yapılan çalışmaların sonucudur. İnsanlar, tarih öncesi dönemlerden itibaren öncelikle yaşadığı ortamı, bitki örtüsünü, çevresindeki hayvanları, onlardan yararlanmanın yollarını araştırmış; doğadaki dağılımlarını değerlendirmişlerdir. İlerleyen zaman içinde, kurulan uygarlıklarda bu çalışmalar daha sistematik düzende yürütülmüştür.
Bu esasta olmak üzere, burada öncelikli olarak, bilimsel faaliyetlerin Doğu’da, Hint, Çin, Eski Türklerde ve günümüzde Orta Doğu olara
Tükendi
Gelince Haber VerBilimsel bilginin günümüz anlamında gelişmesi, sistematik bir düzen kazanması uzun yüzyıllar süresince yapılan çalışmaların sonucudur. İnsanlar, tarih öncesi dönemlerden itibaren öncelikle yaşadığı ortamı, bitki örtüsünü, çevresindeki hayvanları, onlardan yararlanmanın yollarını araştırmış; doğadaki dağılımlarını değerlendirmişlerdir. İlerleyen zaman içinde, kurulan uygarlıklarda bu çalışmalar daha sistematik düzende yürütülmüştür.
Bu esasta olmak üzere, burada öncelikli olarak, bilimsel faaliyetlerin Doğu’da, Hint, Çin, Eski Türklerde ve günümüzde Orta Doğu olarak adlandırılan Mısır ve Mezopotamya’da belli düzeyde şekillendiği; astronomi, matematik ve tıp konusunda çalışmalar yapıldığı görülmektedir.
Bu çalışmalar ilerleyen dönemlerde şekillenen Helenik ve Helenistik dönemdeki çalışmaların temelini oluşturmuştur. Bu kitapta söz konusu uygarlıkların bilime katkıları ele alınıp, kısaca değerlendirilmiştir.