Ben bir tavuğum ve hikâyeler yumurtlarım sizlere.
Yalnız beyaz ya da kahverengi değil, renk renk, her renkten, bazen de karışık renklerde, rengârenk yumurtalar, hepsi birbirinden farklı güzellikte hikâyelerdir bunlar. Dikkat edin ama hikâyelerime, inceciktir kabukları, kırılgandır. Boşa gitmesin anlattıklarım.
Yazamayan bir yazar, Şehrazat’ı bulmanın peşinde. Dokuz parmaklı bir komiser, ardı ardına işlenen cinayetleri çözmenin derdinde. Bir çocuk, babasını soruyor televizyonun altındaki dolapta uyuyan annesine.
Kim hangi hikâyeyi anlatıyor, kim nasıl ölüyor anlatılan hikâyeler bitmedikçe, kim yazıyor tüm bu olup bitenleri?
Öyle mi? Gerçek mi?
Öyküleriyle tanıdığımız Doğukan İşler, şimdi de kısa ama bitmeyece
Tükendi
Gelince Haber VerBen bir tavuğum ve hikâyeler yumurtlarım sizlere.
Yalnız beyaz ya da kahverengi değil, renk renk, her renkten, bazen de karışık renklerde, rengârenk yumurtalar, hepsi birbirinden farklı güzellikte hikâyelerdir bunlar. Dikkat edin ama hikâyelerime, inceciktir kabukları, kırılgandır. Boşa gitmesin anlattıklarım.
Yazamayan bir yazar, Şehrazat’ı bulmanın peşinde. Dokuz parmaklı bir komiser, ardı ardına işlenen cinayetleri çözmenin derdinde. Bir çocuk, babasını soruyor televizyonun altındaki dolapta uyuyan annesine.
Kim hangi hikâyeyi anlatıyor, kim nasıl ölüyor anlatılan hikâyeler bitmedikçe, kim yazıyor tüm bu olup bitenleri?
Öyle mi? Gerçek mi?
Öyküleriyle tanıdığımız Doğukan İşler, şimdi de kısa ama bitmeyecek bir romanla okurlarını edebi bir oyuna davet ediyor. BİNBİR kere anlatılan tüm o anlatılar, dönüp dönüp aynı kelimeler, dönüp dönüp aynı kaderler…Bembeyaz bir kâğıt var önümüzde ve daktilo! Elbette.