Abartsız bir cadı kazanına döndürülen Orta Doğu ve Anadolu coğrafyasında emperyal kurgular, pragmatk bakışlar ve çeşitli ideolojik kilitlenmeler doğrultusunda şekillenen o siyah-beyaz safların orta yerinde var gücüyle hakikatin namusunu korumak adına kılıç sallarcasına yazan, konuşan ve yeise düşme tehdidiyle karşı karşıya olan ruhlara can suyu vermeye gayret eden Yusuf Kaplan gibi bir isimle böyle bir çalışmayı okura sunabilmek şüphesiz zihnî bir berekettirr; hem millî hem de manevi bakımdan önemli bir görevdir. Her ufuk sohbet bir başka kazı, her entelektüel devinim ânı bir başka keşifti… On sene gibi uzun sayılabilecek bir süre &o
Tükendi
Gelince Haber VerAbartsız bir cadı kazanına döndürülen Orta Doğu ve Anadolu coğrafyasında emperyal kurgular, pragmatk bakışlar ve çeşitli ideolojik kilitlenmeler doğrultusunda şekillenen o siyah-beyaz safların orta yerinde var gücüyle hakikatin namusunu korumak adına kılıç sallarcasına yazan, konuşan ve yeise düşme tehdidiyle karşı karşıya olan ruhlara can suyu vermeye gayret eden Yusuf Kaplan gibi bir isimle böyle bir çalışmayı okura sunabilmek şüphesiz zihnî bir berekettirr; hem millî hem de manevi bakımdan önemli bir görevdir. Her ufuk sohbet bir başka kazı, her entelektüel devinim ânı bir başka keşifti… On sene gibi uzun sayılabilecek bir süre önce başlayıp devam eden ve peyderpey kaleme alınarak tamamlanan bu sohbet; her daim önemini koruyan zaman ötesi bir düşünsel eksende olduğundan onca vakit nadasa, bir anlamda demlenmeye bırakılabilmiştir. ‘Sahte aydınlanma’dan ‘sahte olanın çağdaş hükümranlığı’na değin nice önemli başlıkta ve kavram setleri arasında gezinen bu doğal ve gerçek akışın; “Bu cadde çıkmaz sokak!” önsezisiyle hakiki ışığı arayan nice keşif insanı için sağlıklı bir yol haritası, hatırı sayılır kilitlere dokunan samimi bir anahtar, kasten yerleşik kılınmış temel illüzyonları aşma yolculuğunda yardımcı bir kaynak, ruh hafızasında iz bırakan esaslı bir ufuk turu olmasını dileriz…