Oyuncak bebeğini yere düşüren bir çocuğun gözlerindeki hüzün gibi, bir nesneyi canlı kılıp
ona sevgi beslemek…
“Sein” sözcüğü Almancada iki anlama gelir: “Var olmak” ve “Onun olmak”. Hiç var olmamış, hiç sevilmemiş, hiç terk edilmemiş bir sevgiyi büyütebilir mi insan?
Mitolojik, dinsel ve bilimsel ispatı olmasa da insanoğlu gerçekliğini önce düşlerinde arar. Belki de Minerva’nın Baykuşu alacakaranlıkta uçmaktan sıkılmıştır ve karanlıkta kalması gerekenler, bir sırrın en kutsal koruyucusudur.
Bu serüven, kendi gerçekliğinden ka&cc
Tükendi
Gelince Haber VerOyuncak bebeğini yere düşüren bir çocuğun gözlerindeki hüzün gibi, bir nesneyi canlı kılıp
ona sevgi beslemek…
“Sein” sözcüğü Almancada iki anlama gelir: “Var olmak” ve “Onun olmak”. Hiç var olmamış, hiç sevilmemiş, hiç terk edilmemiş bir sevgiyi büyütebilir mi insan?
Mitolojik, dinsel ve bilimsel ispatı olmasa da insanoğlu gerçekliğini önce düşlerinde arar. Belki de Minerva’nın Baykuşu alacakaranlıkta uçmaktan sıkılmıştır ve karanlıkta kalması gerekenler, bir sırrın en kutsal koruyucusudur.
Bu serüven, kendi gerçekliğinden kaçış planı başarısız olmuş yaşamların kayıtlı tarihini anlatmaktadır. Çok düşünen insanların kendisiyle olan kavgalarına bir başkasını dâhil edip galip gelmeye çalışmaları hile değil, yardım çağrısıdır.
Bazen gerçeğin aldatıcılığından arınmak için yeniden dirilmek gerekir. Belki de hakikat insanın içindeki yaşamda gizlidir. Osho’nun da dediği gibi gerçek bilinmezdir ve gerçeği bilebilmek için kişinin bilinene gözlerini yumması gerekir. Kendi gerçeklik algınıza gözlerinizi yumun ve kitabın tadını çıkarın.