“1965 yılında başladığım hayatta herkes gibi benim de bir dolu yaşanmışlıklarım oldu. Acı, tatlı, komik, gizemli... bir dolu yaşanmışlık.
Hepimizin bir sohbet sırasında anılarının aklına gelmesi ve bunun paylaşılması kadar da doğal bir şey tabii ki yoktur.
...
Bunun temelinde sanırım, insanın kendisini, geçmişini zaman zaman tekrar yaşamak, hatırlamak isteği daha ön planda. Bir de anılarını ardındakilere bırakma isteği.” diyerek söze başlıyor Güven Ok hikâye tadında kaleme aldığı anılarında. Yıllara sığdırdığı anılarını anlatmakla kalmıyor; herkesin kendinden bir parça bulacağı sevinçleri, hüz
Tükendi
Gelince Haber Ver“1965 yılında başladığım hayatta herkes gibi benim de bir dolu yaşanmışlıklarım oldu. Acı, tatlı, komik, gizemli... bir dolu yaşanmışlık.
Hepimizin bir sohbet sırasında anılarının aklına gelmesi ve bunun paylaşılması kadar da doğal bir şey tabii ki yoktur.
...
Bunun temelinde sanırım, insanın kendisini, geçmişini zaman zaman tekrar yaşamak, hatırlamak isteği daha ön planda. Bir de anılarını ardındakilere bırakma isteği.” diyerek söze başlıyor Güven Ok hikâye tadında kaleme aldığı anılarında. Yıllara sığdırdığı anılarını anlatmakla kalmıyor; herkesin kendinden bir parça bulacağı sevinçleri, hüzünleri, heyecanları, umutları, umutsuzlukları, azmi, çabayı... kısacası hayatın kendisini anlatıyor. Hayatı ve insanı var eden ne varsa hepsini hem de... Kimileri için büyük kimileri için küçük...
Hayata başka birinin gözlerinden başka bir açıdan bakmak isteyenlere bir solukta okunacak, okundukça herkese “dişinin kovuğundakileri” hatırlatacak bir ömürlük dünyaya girmeye ne dersiniz?..