Kemal Bilbaşar, Cumhuriyet devrinin önemli hikâye ve roman yazarları arasındadır. O, roman ve hikâye yazarlığı, tiyatro ve senaryo yazarlığı, gazetecilik, öğretmenlik gibi birçok işi bir arada yürütmüş çok yönlü bir insandır. Edebî hayatının başladığı 1937’den son eserlerinin yayımlandığı 1981’e kadar, sekiz hikâye kitabı ve kitap halinde on roman yayımlamıştır. Bunun yanı sıra gazetelerde tefrika halinde kalan iki romanı ve kitaplarına girmemiş hikâyeleri, piyes ve radyo oyunları, hatıra, gezi yazısı ve makaleleri de vardır.
Bilbaşar, öğretmen oluşunun da etkisiyle Anadolu insanını yakından tanıma imkânı bulmuş, köy ve kasaba
Tükendi
Gelince Haber VerKemal Bilbaşar, Cumhuriyet devrinin önemli hikâye ve roman yazarları arasındadır. O, roman ve hikâye yazarlığı, tiyatro ve senaryo yazarlığı, gazetecilik, öğretmenlik gibi birçok işi bir arada yürütmüş çok yönlü bir insandır. Edebî hayatının başladığı 1937’den son eserlerinin yayımlandığı 1981’e kadar, sekiz hikâye kitabı ve kitap halinde on roman yayımlamıştır. Bunun yanı sıra gazetelerde tefrika halinde kalan iki romanı ve kitaplarına girmemiş hikâyeleri, piyes ve radyo oyunları, hatıra, gezi yazısı ve makaleleri de vardır.
Bilbaşar, öğretmen oluşunun da etkisiyle Anadolu insanını yakından tanıma imkânı bulmuş, köy ve kasaba gerçeklerini eserlerine yansıtmış; ancak ideolojik veya propaganda çerçevesinde düşünülebilecek eser vermekten büyük ölçüde uzak durmuştur. Hikâyelerinde “küçük kasaba ve köylerde yaşayan, çok çalışan, az mutlu olan kişilerin hayatını yansıtmak” amacındadır. Romanlarında da aynı amacı güden Bilbaşar, küçük insanların ezilmişliklerini “dobra bir deyiş” ile anlattığı için “haşin realizm” yapmakla suçlanmıştır.
Bilbaşar, sanatta “gün ışığı estetiği” ve “ay ışığı estetiği” olarak adlandırılan iki estetik plan bulunduğunu belirtir. Birincisinde ölçülülük, berraklık ve mantık hâkimdir, ikincisinde bu unsurlar bozulur. O, eserlerinde “gün ışığı estetiği”ni benimsemiştir.