Pınar Erzurumluoğlu’nun kapısından içeriye adım atar atmaz odadaki hareketlilik ve olağanüstülük dikkatimi çekti. On beşe yakın meslektaşımın her biri öyle bir sevinç ve telaş içindeydi ki aralarında sürekli konuşup birbirlerine hararetle bir şeyler soruyorlardı. Hepsi tıpkı Rembrant van Rijn’in “Dr. Nicolaes Tulp`un Anatomi Dersi” tablosundaki gibi ayaküstü otomasyon sistemini kuracak olan kadın uzmanın başucundaydılar. Beş on metre öteden hayran hayran onlara baktım. Hatta izin aldıktan sonra hemen çıkmamış, yarım saat daha kalmıştım o odada.
On beş yirmi gün sonra her ş
Tükendi
Gelince Haber VerPınar Erzurumluoğlu’nun kapısından içeriye adım atar atmaz odadaki hareketlilik ve olağanüstülük dikkatimi çekti. On beşe yakın meslektaşımın her biri öyle bir sevinç ve telaş içindeydi ki aralarında sürekli konuşup birbirlerine hararetle bir şeyler soruyorlardı. Hepsi tıpkı Rembrant van Rijn’in “Dr. Nicolaes Tulp`un Anatomi Dersi” tablosundaki gibi ayaküstü otomasyon sistemini kuracak olan kadın uzmanın başucundaydılar. Beş on metre öteden hayran hayran onlara baktım. Hatta izin aldıktan sonra hemen çıkmamış, yarım saat daha kalmıştım o odada.
On beş yirmi gün sonra her şey tamamlandı.
İnternet altyapısı hazır olduğunda, oradaki bilgisayarlara “KUT-01” diye başlayan tanımlayıcı ad ve her okuyucuya ayrı bir kullanıcı şifresi verilerek hizmet başladı. Tabii diğer bilgisayarlar da sırasıyla KUT-06’ya kadar tanımlanmıştı. Fakat kütüphane personelinden kullanan hiç kimse yoktu. Bu oda olduğu gibi okuyuculara tahsis edilmişti. Öyle bir yoğunluk vardı ki ancak iki üç gün sonraya randevu verilebiliyordu.