“Bu kitap bir doktorun askerlik anıları değildir. Bu kitap, İzmirli bir bilim insanının Doğu Anadolu ile tanışması, ülke gerçeğiyle yüzleşmesi filan da değildir.
Bu kitap yapay zekânın bir yüze kavuşup duygusal kodlarla geliştirildiği bir çağda dahi hiç değişmeyen, değişmesi istenmeyen arızalı bir parçanın, tedavi edilmeyen çok ama çok eski bir yaranın, insan kalbini tuz buz eden o büyük hayal kırıklığının, bir annenin, bir sevgilinin, bir gidenin, bir kalanın hikâyesini anlatır.
Kaybedeceğini bile bile koşanların hikâyesini anlatır.
Kaybetse de bir gün yeniden başlayabilmenin gücünü anlatır.”
Tükendi
Gelince Haber Ver“Bu kitap bir doktorun askerlik anıları değildir. Bu kitap, İzmirli bir bilim insanının Doğu Anadolu ile tanışması, ülke gerçeğiyle yüzleşmesi filan da değildir.
Bu kitap yapay zekânın bir yüze kavuşup duygusal kodlarla geliştirildiği bir çağda dahi hiç değişmeyen, değişmesi istenmeyen arızalı bir parçanın, tedavi edilmeyen çok ama çok eski bir yaranın, insan kalbini tuz buz eden o büyük hayal kırıklığının, bir annenin, bir sevgilinin, bir gidenin, bir kalanın hikâyesini anlatır.
Kaybedeceğini bile bile koşanların hikâyesini anlatır.
Kaybetse de bir gün yeniden başlayabilmenin gücünü anlatır.”
İclal Aydın
Askerlik görevi için Şırnak’a giden İzmirli psikiyatrist Atilla, orada daha önce varlığından bile haberdar olmadığı çukurlara düşüp hayata tutunmaya çalışırken başkalarını da ayağa kaldıracak gücü bulmaya çalışıyordu. Kendi kayıpları, üzüntüsü pahasına tek bir kişinin bile derdine iyi gelse ona yetiyordu. Çünkü bazen karşındakini anlamak da onun hayatını kurtarırdı. Ve hayat sizi ülkenin en bilmediğiniz, korktuğunuz yerine götürürse, ancak orada yaşayanlarla kader birliği yaptığınızda anlardınız aslında hiç farkımız olmadığını.
***
Yazar İclal Aydın’ın seçkileriyle hazırlanan İclal Aydın Kitap Kulübü’nün yeni romanı Bir Tek Sen Anla, ülke coğrafyasının bir ucunda başlayıp diğer ucunda biten etkileyici bir hayatta kalma hikâyesi. Dr. Aybars Akoğlu’nun kaleme aldığı roman, okuru İzmir’den Şırnak’a, oradan Yunanistan’a doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Kültürümüzün çeşitliliği, insanımızın yardımseverliği, soframızın cömertliğiyle övünüp bir yandan da rengi, dili, huyu bize benzemeyeni ötekileştirmeye meyilliyiz çoğumuz. Görmediğimiz, tanımadığımız, derdini, sevincini, koşullarını bilmediğimiz toprakları yabancı görürüz. Ama sonra bir gün hayat şartları yolumuzu bize en uzak o topraklara çevirdiğinde oradaki hikâyeyi uzaktan dinlemek yerine yaşamak zorunda kalırız. Orası artık bizim hikâyemizdir. Tıpkı Şırnak’a askerlik görevini yapmaya giden İzmirli psikiyatrist Atilla gibi. Yüzleştiği olaylar onu hem bir insan hem de bir hekim olarak değiştirecektir.