Hayatın altınçağı çocukluktur.
Doğadaki bütün varlıklar için böyle bu. Çocukluğun hikâyesi bitmez. Ne kadar anlatılsa, yazılsa da bitmez.
Bitmeyecek.
Her çocukta, her çocuklukta yeni bir hikâye, yeniden bir hikâye başlayacak, kim nasıl anlatırsa anlatsın, kim nasıl yaşarsa yaşasın.
Nahif, sade, berrak, dokunulmaz, derin, serin…
İsa Balcı’nın Bisiklet’i bu altınçağ hikâyelerinden oluşuyor.
Kendi ikliminde, mahallesinde, sokaklarında, kendi sesiyle büyüyen öyküler bunlar.
Bisiklet ’teki öyküler aşağı mahallede büyümüş hemen herke
Tükendi
Gelince Haber VerHayatın altınçağı çocukluktur.
Doğadaki bütün varlıklar için böyle bu. Çocukluğun hikâyesi bitmez. Ne kadar anlatılsa, yazılsa da bitmez.
Bitmeyecek.
Her çocukta, her çocuklukta yeni bir hikâye, yeniden bir hikâye başlayacak, kim nasıl anlatırsa anlatsın, kim nasıl yaşarsa yaşasın.
Nahif, sade, berrak, dokunulmaz, derin, serin…
İsa Balcı’nın Bisiklet’i bu altınçağ hikâyelerinden oluşuyor.
Kendi ikliminde, mahallesinde, sokaklarında, kendi sesiyle büyüyen öyküler bunlar.
Bisiklet ’teki öyküler aşağı mahallede büyümüş hemen herkesin, her kuşağın kendi çocukluğundan esintiler bulacağı, yaşayacağı, iyi kotarılmış, öyküler.
Keyifle, hüzünle, çoğu zaman kırık, acı bir gülümsemeyle okunacak öyküler…
Deniz Faruk ZEREN