Selmân-ı Farisî’nin hayatı kalbe düşen hakikat kıvılcımıyla başlayan muhteşem bir arayış hikâyesidir. Hakikat arayışı onu ilâhî aşka yöneltmiş, Esmâ-i İlâhî’yi andıkça kalbini aydınlatan nur onu tevhîd ile buluşturmuştu…
Ehl-i Kitab’ın öğretileri ona yetmeyince kalbini yakan arayış ateşi, onu beklenen Son Peygamber ile tanıştırdı. Bu uğurda önce malını sonra hürriyetini feda etti. Son Peygamber’e ulaşmak için köle olmayı Cân’a sefa saydı, vuslatı onun için bayram oldu.
En Sevgili hayatına dokunduğunda yeni bir yolculuk başladı. Bu kez kulluk yolculuğunda
Tükendi
Gelince Haber VerSelmân-ı Farisî’nin hayatı kalbe düşen hakikat kıvılcımıyla başlayan muhteşem bir arayış hikâyesidir. Hakikat arayışı onu ilâhî aşka yöneltmiş, Esmâ-i İlâhî’yi andıkça kalbini aydınlatan nur onu tevhîd ile buluşturmuştu…
Ehl-i Kitab’ın öğretileri ona yetmeyince kalbini yakan arayış ateşi, onu beklenen Son Peygamber ile tanıştırdı. Bu uğurda önce malını sonra hürriyetini feda etti. Son Peygamber’e ulaşmak için köle olmayı Cân’a sefa saydı, vuslatı onun için bayram oldu.
En Sevgili hayatına dokunduğunda yeni bir yolculuk başladı. Bu kez kulluk yolculuğundaydı. Yolculuğu Hz. Peygamber’in, “Ey Selmân! Sen Allah ve Resûlü’nün mevlâsı, Ehl-i Beyti’sin!” iltifatıyla taçlandığında o, “Ben İslâm’ın çocuğuyum!” diye haykırıyordu…